1 kg kontrfile, yoksa bonfile
Tuz ve karabiberlenip bir gece bekletilir. Ertesi gün 2 saat önce dolaptan çıkarıp zeytinyağı, tuz karabiber ile muamele edip dışarıda bekletilir. Tavada mühürlenir. zeytinyağı veya sade yağ kullanılabilir. 240 derece fırında 12 dak pişirildikten sonra fırın 160 dereceye düşürülüp 25 dakika beklenir, fırından çıkartılır. Az pişmiş etten hoşlanmayanlar fırını kapattıktan 15 dak sonra eti çıkarırsa daha iyi olur. Soğuduktan sonra dilimlenerek servis edilir.
Yazar: Kemal Hakan Gülkesen
Gong bao tavuk
- 250 gr tavuk, küp küp
- 2 kırmızı biber 2 yeşil biber, küp küp
- Bir küçük salatalık, çekirdekli kısmını kesip at, küp küp, bir küçük havuç, küp küp
- 2 diş sarımsak, kıyılmış, küçük parça taze zencefil, kıyılmış
- 2 taze soğan, doğranmış
- İsteğe göre kurutulmuş acı biber, doğranmış
- 20 gr kavrulmuş fıstık
- 1/2 çay k. tuz, 1 tatlı k. pirinç şarabı (yoksa beyaz şarap, alkol kullanmak istemiyorsanız sirke), 1 tatlı k. mısır nişastası, 1 yumurta beyazı karıştırılır. 1/2 çorba k. sıvı yağ eklenir, bunlar karıştırılır, tavuk sosun içinde 5 dak dinlendirilir.
- Az yağla woku ısıt. tavuğu %80 pişir, tavuğu çıkar
- Altını kıs, sarımsak, zencefil ve kuru biberi çevir. Altını maksimuma getir, taze soğan hariç sebzeleri ve fıstığı ekle. %50 pişince az su ekle
- 2 tatlı k. istridye sosu, 2 tatlı k. soya sosu, 1 çay k. şeker, 1/2 tatlı k. tavuk bulyon veya az tavuk suyu ekle
- Tavuğu ve 1 tatlı k. Sichuan biberi ekle
- Bir dakika çevirdikten sonra taze soğan, beyaz biber ve birkaç damla susam yağı ekle. Hemen altını kapat.
Mısır ekmeği
- 1 kg mısır unu
- 5 çorba kaşığı yoğurt
- 1 bardak sıvı yağ
- 2 yumurta
- 4 çorba kaşığı toz şeker
- 1 çay kaşığı tuz
- 1 çorba kaşığı sirke
- 1 çay kaşığı karbonat
Hepsi karıştırılıp yoğurulur. Gerekirse su eklenebilir. Tepsiye yayılır. 180 C de 40 dk pişecek.
Glutensiz yumurtasız ekmek
- 200g Badem unu
- 250g Ayçiçeği çekirdeği
- 50g Psyllium husk (karnıyarık otu tohumu kabuğu tozu)
- 50g Keten unu
- 50g ceviz
- 80g Chia
- 1 tatlı kaşığı karbonat
- 1 tatlı kaşığı tuz
- 450 ml ılık su
- 30g hindistan cevizi yağı veya sadeyağ
- 1 Çorba kaşığı sirke
Psyllium ile suyu karıştır 1 saat beklet
Çekirdek ve ceviz hariç hepsini karıştır
Sonra çekirdek ve cevizi ekle
Normal ekmek hamuru kıvamında olacak. Olmazsa su ekle
60-75 dak 180 derecede pişecek
(4 porsiyon, porsiyonu 24 gr protein, 240 kcal)
• 1 yemek kaşığı un (sadece eti bulamak için)
• 2 parça dana incik (osso buco kesim, 600 gr)
• 1 adet küçük boy soğan (iri doğranmış)
• 1 yemek kaşığı zeytinyağı
• 1 kereviz sapı (ince doğranmış)
• 1 adet küçük havuç (ince doğranmış)
• 1 diş sarımsak (ince doğranmış)
• 200 gr doğranmış domates
• 1/2 su bardağı sek beyaz şarap
• 1/2 su bardağı tavuk ya da et suyu
• 2 defne yaprağı
• Tuz ve karabiber
Gremolata için;
• 1 yemek kaşığı ince doğranmış maydanoz yaprağı
• 1/2 adet limonun kabuğu ( ince rendelenmiş)
• 1 diş sarımsak (ezilmiş)
• 1/2 yemek kaşığı Zeytinyağı
• Tuz, Karabiber
İncikleri una bulayın ve zeytinyağı ile tavada mühürleyin. Etler kızarınca fırın kabına alın. Eti kızarttığınız tavaya soğan, sarımsak, havuç, defne yaprağı, maydanoz sapı, kereviz sapı, ve domatesi ekleyip soteleyin. Üzerine beyaz şarap, su ve et suyu ekleyip kaynatın. Yemek kaynayınca etleri tekrar tencereye ekleyin ve kısık ateşte 2-2,5 saat pişmeye bırakın. Tuz ve karabiber ile tatlandırın.
Gremolata için: karıştırma kabında ezilmiş sarımsak, limon kabuğu rendesi, kıyılmış maydanoz, limon suyu, tuz ve karabiberi karıştırarak sos elde edin. Etler pişince servis tabağına alın ve hazırladığınız gremolata ile servis edin.
Muz cızlama (glutensiz, yüksek proteinli)
(18,8 gr protein, 257 kcal)
• 1 muz (100 gr) (77 kcal)
• 2 yumurta (150 kcal, 12,8 gr protein)
• 6 gr protein içeren protein tozu (30 kcal)
Muzu ez, yumurtayı ayrı kapta çırp. Tüm malzemeyi karıştır, yapışmaz tavaya dök. İki yüzü kızarana kadar orta ateşte pişir.
(12 muffin) (tanesi 10 gr protein, 114 kcal)
• 2 ölçek protein tozu, 48 gr protein dengi whey protein (genellikle 240 kcal içerir)
• 2 yumurta (150 kcal, 12,8 gr protein)
• 180 gr yulaf unu (430 kcal, 19 gr protein)
• 150 gr lor (300 kcal, 22 gr protein)
• 1,5 su bardağı (300 gr) light yoğurt (150 kcal, 14,2 gr protein)
• 1 çay kaşığı karbonat
• 1 paket kabartma tozu
• 1 küçük soğan (20 kcal) küçük doğranmış
• 30 gr domates kurusu (78 kcal, 4 gr protein) küçük doğranmış
• Maydonoz, pul biber, kekik, 1 çay kaşığı karabiber, tuz (lor tuzsuzsa)
Malzemeyi karıştır, kapları yağlayıp dök. Önceden 200 dereceye ısıtılış fırında 22 dak pişecek.
Eliminasyon diyeti
Nereden çıktı bu diyet?
Onyedi yaşımda iken bir ay süren bir ishal yaşadım. Doktor doktor gezdim, bir tanı konamadı. Organik bir bozukluk da saptanamadı sonra kendi kendine geçti. Sonraki yıllarda kimisi bir gün, kimisi bir iki hafta süren ishal dönemlerim oldu. Bunlar geldiler ve geçtiler. Sonra bir gün doktor oldum. Yine böyle bir atak olduğunda, hastanemin her türlü imkanını kullanarak tetkikler yaptırdım, her şey normaldi. Bunu “bünye yapıyor” olarak kabul edip ondan sonra bu problemle ilgilenmedim. Yıllarca bu ataklarla yaşadım ve bunlara aldırmamaya alıştım. 2018 yılının başlarında yeni bir atağım oldu ve iki ay devam etti. Hiç bu kadar uzun olmamıştı. Yıllardan sonra, ne yapabilirim diye düşündüm. Bu arada holistik tıp, fonksiyonel tıp, bağırsak florasının önemi, yiyecek intöleransı gibi bir çok yeni kavram ortaya çıkmıştı ve bunların içindeki neyin ne kadar geçerli olduğu da henüz alacakaranlık kuşağındaydı. Ben, bu fikirler ve uygulamalar karmaşasından eliminasyon diyetini denemeye karar verdim. Sonuçta sindirim sistemi problemlerimden kurtuldum ve aç kalmadan sekiz kilo zayıfladım. Benim deneyimimi öğrenen bir kaç kişi bu yöntemi benden öğrenip uygulamaya karar verdiler. Ben de artık her birine ayrı ayrı anlatıp yazmaktansa bildiklerimi derli toplu bir şekilde yazmaya karar verdim. Aşağıdaki yazdıklarım henüz modern tıp uygulamalarına girip yaygın olarak kabul edilmedi ama ben gelecekte bunun olgunlaşarak standart bir metoda dönüşeceği düşüncesindeyim. Bu diyeti yapmadan önce bir çok yerli ve yabancı kaynak okudum. Buna deneyimlerimi ekleyip bu metni oluşturdum.
Yiyecek intöleransı nedir?
Günümüz tıbbında alerji kavramı, tipleri ve mekanizmaları büyük oranda bilinir. Öte yandan, son yıllarda bazı insanlarda bazı yiyeceklerin çeşitli rahatsızlıklar yaptığı ve bu yiyeceklerin diyetten uzaklaştırılması yolu ile sağlık sorunlarının de ortadan kaybolduğu veya azaldığı farkedilmiştir. Diğer bir deyişle bazı yiyecekler bazı insanlarda sağlığa olumsuz etki eder. Mekanizmaları tam olarak bilinmeyen bu duruma intölerans denir. Klasik alerjilerin farkedilmesi çoğu zaman daha kolaydır, ancak intölerans daha sinsi bir mekanizmadır. Çoğu insan böyle bir sorunun farkında olmadan yıllarca yaşayıp gider. İntöleransın saptanması için daha fazla bilinen bir yöntem var. Kan testi yapılarak çeşitli yiyeceklere karşı olan intöleranslar saptanabiliyor. Kan testinde serumda yiyeceklere karşı oluşmuş IgG düzeyi saptanır. Ancak, bu yöntem pahalı ve daha da önemlisi sonuçlarının güvenilir olduğuna dair tartışmalar var. Örneğin, her yiyecek için normal kabul edilen serum IgG düzeyi aynı ama bunun gerçekten böyle olduğuna dair yeterli bilgi birikimi yok. Öte yandan, bence antikordan başka histamin aracılığı ile oluşan bir duyarlılık da var. Belki benim de bilmediğim başka mekanizmalar da var. Yani intölerans şimdilik şemsiye bir terim ve kanda antikor bakılması her soruya yanıt vermiyor. Parası bol olanlar için, eliminasyon diyetinde yol gösterici olarak kan testini de yaptırmalarını önerebilirim. Ancak bedenini iyi takip edenler için anlatacağım yöntemin tek başına yeterince etkili olduğuna inanıyorum.
İntöleransın belirtileri neler?
En başta sindirim sistemi problemleri, örneğin ishal, kabızlık, gaz, karın ağrısı. Cilt reaksiyonları, kızarıklıklar, kaşıntılar, kas eklem ağrıları, halsizlik, baş ağrısı, kolay kilo alma veya doktor doktor gezilip bir türlü tedavi edilemeyen çeşitli sağlık sorunları olabiliyor. Sizde bunların sadece birisi olabildiği gibi birkaçı bir arada olabilir. Örneğin bende ishal hemen hemen tek belirtiydi. Daha sonra yıllardır var olan B12 vitamini eksikliğimin de bu sorunla ilişkisi olduğunu anladım ama bu başka bir yazının konusu olsun. Diyet sırasında sağlık sorununuz neyse onun belirtilerini takip edeceksiniz. Yiyeceklerle sağlık sorunlarının ilişkisi ile ilgili olarak en alttaki meraklısına notlar kısmına göz atınız.
Eliminasyon diyeti
Eliminasyon diyeti iki aşamadan oluşuyor. Temel diyet ve provokasyon dönemi. Temel diyette sadece en az intölerans yapan yiyeceklerden oluşan bir yiyecekler grubu yenebiliyor. Bu yiyeceklerin sizde intölerans yapma ihtimali düşük, ama bu yiyecekler çoğu insanda sorun oluşturmadığı için tecrübe ile seçilmiş. Çoğu insanda intölerans yapmaması, sizde de yapmayacağı anlamına gelmiyor. Yani, temel diyet dönemide bile her gün ne yediğinizi yazmak ve vücudunuzun reaksiyonlarını takip etmek lazım. Örneğin bende temel diyette serbest olmasına karşın çileğe karşı bir intölerans ortaya çıktı. Daha sonra incelediğimde çileğin histamin açısından zengin olduğunu ve zaten temel diyette olmaması gerektiğini farkettim. Size yazdığım listeyi ona göre düzenledim. Temel diyette amaç, vücudun intölerans yapma potansiyeli olan yiyeceklerden uzak tutulması ve arındırılması. Eliminasyon diyeti çok zahmetli, yaklaşık dört ay sürüyor ama ödülü büyük.
Temel diyet
Üç hafta yapılır. Semptomlar ve bulgular düzeldikten sonra en az bir hafta daha sürdürülmesi istenir. Örneğin diyeti iki hafta yapın, sorununuz çözüldü ise bir hafta daha devam edin. Ondan sonra test dönemine geçebilirsiniz. İki haftanın sonunda sorun çözülmedi ise diyete devam edin. Bir ay bittiğinde hala sağlık sorununuz çözülmedi ise büyük ihtimalle eliminasyon diyeti sizin sorununuzu çözmeyecektir, ama temel diyetteki yiyeceklere de intöleransınız olabilir, bu konuda da dikkatli olmaya çalışın. Bedeninizi dinleyin ve takip edin.
Eliminasyon diyetinde yenecekler:
- Turunçgiller, çilek ve goji berry hariç meyveler
- Koyun eti, tavuk, hindi, balık (bunların işlenmemiş olanları. Yani sucuk, sosis kurutulmuş et, tütsülenmiş balık vb. yok)
- Marul, roka, tere, maydonoz, nane, dereotu, fesleğen, zencefil, kişniş
- Yenibahar, anason, defne, tarçın, zerdeçal, kekik, mercanköşk, karanfil
- Zencefil çayı, papatya çayı, nane çayı
- Havuç, tatlı patates, kabak, balkabağı, karnabahar, kuşkonmaz, brokoli, lahana, kereviz, salatalık, şalgam
- Zeytin, zeytinyağı, hindistan cevizi yağı, sadeyağ
- ıspanak, avokado
- Pirinç, kinoa, chia
- Kabak çekirdeği, ayçiçek çekirdeği, hindistan cevizi
- Pirinç sütü, hindistan cevizi sütü
- Nar ekşisi, elma sirkesi
Yasak yiyecekler
- Ekmek ve glutenli yiyecekler
- Mısır
- Yumurta
- Domates
- Kahve-çay
- Şeker
- Bal
- Bira
- Sarap
- Alkol
- Soğan-sarımsak
- Biber
- Koyun sütü ve ürünleri
- İnek sütü ve ürünleri
- Keçi sütü ve ürünleri
- Limon
- Çilek
- Dana eti
- Karabiber
- Patlıcan
- Kimyon
- Mantar
- Patates
- Karides
- Portakal
- Kakao-çikolata
- Nohut
- Yer fıstığı
- Fındık
- Kaju fıstığı
- Badem
- Ceviz
- Kalamar
- Midye
- Ahtapot
- Fasulye
- Soya fasulyesi
- Mercimek
- Bezelye
- Hardal
- Soya sosu
- Hazır satılan ve katkı maddesi içeren her türlü yiyecek
Provakasyon (test) dönemi:
Üç günde bir yeni bir yiyecek denenir. Birinci gün test edilen yiyecek bol bol yenir. İkinci ve üçüncü günler test edilen yiyecek kesilip vücudun reaksiyonları takip edilir. Rahatsızlık varsa o yiyeceğe intöleransınız vardır. En az altı ay diyetten çıkarılır. Rahatsızlık yoksa bu yiyeceği diyetinize katabilirsiniz.
Uygulama ile ilgili notlar:
- Yasak listesi aynı zamanda sizin deneme listenizdir. Aynı satırdaki yiyecekleri ayı gün deneyebilirsiniz. Soğan-sarımsak gibi. Sıra önemli değil. Neyi seviyorsanız ondan başlayın.
- Şeker ve tatlılar her zaman tehlikelidir. Çok miktarda şeker bağırsaklarınızdaki bakteri üremesini etkileyebilir ve bağırsak florasını bozabilir. Provokasyon döneminde test etmiş ve zararlı çıkmış gibi davranın. Şekerli meyveleri çok miktarda yemeyin. Az miktarda soslarda, zeytinyağlılarda vesaire kullanılabilir ama tatlı yememeyi tercih edin. Yerseniz az miktarda ve seyrek yiyin. Tatlısız duramıyorsanız bile bir süre yemediğinizde artık eskisi kadar istemediğinizi göreceksiniz. Şeker bağımlılık yapar.
- Alkol ile rakı, votka, cin gibi damıtık içkiler kastedilmektedir.
- Bira gluten ve maya içerir. Glutenle ilgili sorun yaşadıysanız bira içmeyin. Alkol ve glutenle sorununuz yok ama bira rahatsız ediyorsa bira mayasına intöleransınız vardır.
- Alkolle sorununuz yok ama şarapla varsa sorununuz şarabın içindeki maddeler ile ilgili olabilir.
- Ekmekte gluten ve maya intölerans yapabilir. Mayasız ekmekle sorun yaşamıyor ama mayalı ekmekle sorun yaşıyorsanız sorununuz maya ile ilgili olabilir.
- Siyez buğdayı, kaliteli makarnalarda kullanılan durum buğdayı, ekşi mayalı ekmek nisbeten az gluten içerir. Glutene hafif bir reaksiyonunuz varsa test sonrası dönemde bunlardan arada bir az miktarda yiyerek kaçamak yapabilirsiniz.
- Bir intölerans altı ay sonra kaybolabilir. Tekrar deneme yapabilirsiniz. Artık bir reaksiyon olmasa da vücudunuzun o yiyecek ile barışık olmadığını bilin, fazla yemeyin. Gluten intoleransınız geçtiyse yukarıda sözünü ettiğim az glutenli alternatiflerini tercih edin.
- İlk bir-iki gün halsizlik olabilir. Normaldir, geçer.
Benim için sonuç
Gluten, domates, yumurta ve çileğe intöleransım çıktı. Bunları yemiyorum, sindirim sistemim saat gibi çalışıyor.
Meraklısına notlar
Bilimsel araştırma dünyası yiyeceklere karşı intölerans kavramı ile yeni tanışıyor ve henüz bu konuda az sayıda çalışma var. Yine de yiyeceklerle hastalıkların ilişkisine ait çalışmalar mevcut. Aşağıya bir kaç araştırmayla ilgili notlar yazdım. Meraklısı inceleyebilir;
- 2018 yılında yapılmış bir çalışmada depresyon ve IBS (Irritable Bowel Syndrome, İrritabl bağırsak sendromu) hastalarında bazı yiyeceklere karşı kanda IgG düzeyinin normal kontrollere göre daha yüksek olduğu saptanmış.
Karakula-Juchnowicz H, Galecka M, Rog J, et al. The Food-Specific Serum IgG Reactivity in Major Depressive Disorder Patients, Irritable Bowel Syndrome Patients and Healthy Controls. Nutrients. 2018 May; 10(5): 548. - İrritabl bağırsak sendromu ve migrenli hastalarda eliminasyon diyeti ile şikayetlerin azaldığına dair Türkiye’de yapılmış bir araştırma.
Aydınlar EI, Dikmen PY, Tiftikci A, et al. IgG-based elimination diet in migraine plus irritable bowel syndrome. Headache. 2013 Mar;53(3):514-25. - Yiyeceklerin bağırsaktaki etkisinin depresyonun oluşmasında ve tedavisinde rolünü inceleyen bir makale.
Karakula-Juchnowicz H, Szachta P, Opolska A, et al. The role of IgG hypersensitivity in the pathogenesis and therapy of depressive disorders. Nutr Neurosci. 2017 Feb;20(2):110-118. - Fareler üzerinde yapılan bir çalışmada beyin travmasının bağırsaktaki mukoza bariyerini bozduğu ve bağırsaktaki enfeksiyonun da beyin fonksiyonlarını bozduğu gösterilmiş. Yani bağırsağınız ve beyinininiz birbirinden fazlasıyla etkileniyor olabilir.
Ma EL, Smith AD, Desai N, et al. Bidirectional brain-gut interactions and chronic pathological changes after traumatic brain injury in mice. Brain Behav Immun. 2017 Nov;66:56-69. - Depresyonda beyinde inflamasyon saptanmış. Depresyonun nedeni sadece psikolojik etkenler olmayabilir.
Setiawan E, Wilson EA, Mizrahi R, et al. Increased Translocator Protein Distribution Volume, A Marker of Neuroinflammation, in the Brain During Major Depressive Episodes. JAMA Psychiatry. 2015 Mar; 72(3): 268–275. - Depresyon, şizofreni, otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği bozukluğu ile beslenmenin ilişkisi üzerine bir makale.
Hart G.R. Food-specific IgG guided elimination diet; a role in mental health? BAOJ Nutr. 2017;3:045.
Çin-Genel Bilgiler
- Çinlilerin kalabalıkta yaşamaya alışmış. Onun için kalabalıkta biri size çarparsa bir şey olmamış gibi davranıyor. Siz çarparsanız yine bir şey olmamış gibi davranıyor. Gergin bir millet değil. Kolay kolay sinirlenmiyorlar. Bağırış, çağırış, kavga pek görülmüyor.
- Ortam pek temiz değil ama Çinliler kişisel temizliklerine çok dikkat eden bir millet. Pislikten kokan bir Çinli ile hiç karşılaşmadık.
- Çalışkanlar. Garsondan çöpçüye herkes işini ciddiye alıyor.
- Erkeklerin göbeklerini açarak serinleme huyu var.
- Kadınlarda kısa etek çok yaygın. Üst dekolte ise yok gibi. Kadın erkek ilişkileri bizim gibi Orta Doğu toplumlarına göre çok rahat. Kadınlar tenha yerlerde tek başına dolaşabiliyor. Açık saçık giyinene dönüp bakan bile yok.
- Alışverişte pazarlık çok yaygın. pazarlık yapmazsanız bir malı beş katı fiyatına almanız mümkün. Alışveriş yaparken sinirlenmeyin, eğlenmeye çalışın. Daha etkili oluyor.
- Bira yaygın olarak tüketiliyor ve ucuz. Sokaktaki seyyar yemek satıcılarında bile bira bulunabiliyor.
- Çin’de koyu ten alt sınıftan olmanın göstergesi. Bundan dolayı, özellikle kadınlar güneşte yanmamak için ne gerekirse yapıyor. Şemsiye taşımak standart.
- Çin’de Facebook yasak. Google ve ilişkili tüm hizmetler (Gmail, Youtube, Google Maps, Blogger vb.) resmen yasak olmamakla birlikte pratikte erişilemiyor. Gmail kullanıyorsanız Çin’e giderken bunu başka bir mail adresine yönlendirmenizde fayda var. Bu webdeki haritaları da Çin’de göremeyeceksiniz. Alternatif olarak Virtual Private Network kullanabilrsiniz. VPN Çin’de yasak olabilir ama yabancılarla bu açıdan ilgilendiklerini zannetmiyorum.
- Çin’in para biriminin adı Yuan ama daha çok RMB (Renminbi) terimi kullanılıyor. Çinliler konuşma dilinde “kuay” kelimesini kullanıyor. Örneğin “san kuay” üç yuan anlamına geliyor.
- Döviz bürosu yok. Dövizi banka şubelerinde bozdurmanız gerekiyor. Pasaportunuzun da yanında olması lazım. 10 dakikadan bir saate kadar bir süre alabilir. Bir sürü form doldurup imza attırıyorlar. Alternatif olarak ATM’lerden para çekebilirsiniz, ama bunlarda komisyon alınıyor ve çekebileceğiniz miktar kısıtlı. Havaalanında döviz bozdurabilirsiniz, ama kur biraz farklı ve büyük miktarlar için bankayı tercih etmekte fayda var.
- Kredi kartı çoğu yerde geçmiyor. Dört-beş yıldızlı oteller, lüks lokantalar ve mağazalarda kullanabilirsiniz ama günlük yaşamda faydası yok. Çin’de uzun süre kalacaksanız bir Çin bankasında hesap açtırıp paranızı ATM kartı ile küçük miktarlar halinde çekmek mümkün. Çin’de nadir rastlanmakla birlikte sahte ATM bulunması mümkün. ATM kartınızı yutuyor ve daha sonra dolandırıcılar kartınızı alıp kullanıyorlar. Bunun için banka şubesi, AVM, postane, büyük cadde, havaalanı gibi yerlerde bulunan ATM’leri kullanmanız tavsiye ediliyor. Ücra yerlerde tek başına duran tuhaf görünümlü ATM’lerden uzak durmanız tavsiye ediliyor.
- Ülke, gözle görülür bir gelişim halinde. Bundan 3,5 yıl önceki ziyaretime göre bile belirgin fark vardı. Gelişme hali ufak dağ köylerine kadar yansımış. Dış ticaret hacmi ABD’yi geçen Çin’in 10 yıl içinde dünyanın en büyük ekonomisi olacağını söyleyebilirim. Tabii bunun altında yatan nedenlerden belki de en önemlisi eğitim. Aşağıdaki fotoğrafa bakınız.
- Çin, dünyada en iyi masajı en iyi fiyata yaptırabileceğiniz yer. Geleneksel Çin tıbbında masajın özel bir yeri var ve bu konuda bilgi birikimleri müthiş. Bir yabancı olarak doğru yeri ilk seferde bulamayabilirsiniz ama denemekta fayda var. Masajın seansı yerine ve türüne göre 30-200 RMB arasında değişiyor. Erotik masajlar da yaygın. Gittiğiniz yerin normal bir masaj salonu mu yoksa erotik masaj salonu mu olduğunu anlamanın yolu var. Tıbbi resimler, beyaz önlüklü veya üniformalı masörler, dükkan şeklinde açık bir masaj salonu normal masajın göstergesi. Mini etekli kızlar, kırmızı-pembe ışıklar, arka tarafta izole odalar bir erotik masaj salonu göstergesi. Erotik masajda da ustasına rastgelirseniz olağanüstü oluyormuş (Ben yaptırmadım arkadaşım söyledi).
- Çin’de yabancıların araba kullanması yasak. Araba kiralayacaksanız, şöförü ile birlikte kiralamak gerekiyor.
- Biraz paranız varsa, özellikle de üç kişiden fazlaysanız Çin’de gezi yaparken rehber tutabilirsiniz. Rehberlerin günlüğü 50-100 dolardır. Genellikle akıcı bir İngilizceleri vardır, ama telaffuzları değişik olduğu için anlamakta zaman zaman zorluk çekebilirsiniz. Alışverişten komisyon aldıkları için sizi alışveriş yapılan yerlere götürmek isterler. Bundan hoşlanmıyorsanız önceden konuşarak fiyatı ona göre isteyebilirsiniz. Rehber bulmak için Tripadvisor forumlarını veya http://www.synotrip.com/tour-guides adresini kullanabilirsiniz. Google’da gideceğiniz şehir + guide şeklinde arama yaparsanız da rehberlere ulaşabilirsiniz. Lokantalarda sizinle aynı masaya oturmazlar, usül öyledir. Eli yüzü düzgün lokantalarda genellikle lokanta rehber ve şoföre ücretsiz yemek verir.
- Çin’de şehirlerarası ulaşım için tren kullanmak iyi bir seçenek. Önceden bileti almanızda büyük fayda var, bu kalabalık nüfusa bilet dayanmıyor, hemen bitiyor. İnternetten bilet almak için küçük bir engel var, o da bizim kredi kartlarımızın geçmemesi. Onun için komisyon ödeyerek aracı kurumlardan bilet almanız gerekiyor. Biz biletlerimizi http://www.travelchinaguide.com/ aracılığı ile aldık. Kalacağımız otelleri önceden bildirdik, biletleri oralara gönderdiler. Biletlerde pasaport numarası falan yazıyor, onun için pasaportunuz hazır olmadan bilet almaya çalışmayın. Biletler yaklaşık iki ay önce satışa çıkıyor.
- Çinlilerin isimlerinin telaffuzu zor, bunun için turizm sektöründe çalışanların hepsinin, diğer Çinlilerden de bazılarının takma isimleri var. Buna “English name” diyorlar. Bu isimler çoğu zaman Betty, John gibi batılı isimler, kimi zaman da Li gibi Çince olup kolay telaffuz edilen bir isim veya Coco gibi uyduruk bir isim olabiliyor. Kendileri de batılı isimleri telaffuz etmekte zorluk çekiyorlar, bundan dolayı Çin’de yaşayan yabancıların veya Çinlilerle çok ilişkisi olan yabancıların Çince isimleri olabiliyor. Birisi size “What is your Chinese name?” derse şaşırmayın. Çince isimler kendi isminizin Çince telaffuzu olabildiği gibi, tamamen takma bir isim de olabiliyor. Sık rastlanılan Avrupalı isimlerin Çince karşılıkları belli; Bill: Bi-ru, Mary: Ma-li, David: Da-vey gibi.
- Nereli olduğunuzu sorduklarında Turkish deyince anlamayabiliyorlar. Pek az Türk gördükleri ve bu kelimeyi bilmedikleri için olsa gerek. Çince Tu-ar-çi Türkiye, Tu-ar-çi-ren Türk demek. Böyle derseniz büyük ihtimalle anlarlar, ama Çince’nin bir tonlaması var onu yapamadığınız için anlamayanlar da olabilir.
- Çin’de kullanılan cep telefonları bizimki ile uyumlu. Akıllı telefon kullanıyorsanız ve bir haftadan uzun kalacaksanız yerel bir sim kartı almanızı tavsiye ederim. Almadan önce paketin özelliklerini ve fiyatını iyice sorun. Bizim fiyatlardan fazla ise almayın, başka bir yerden almaya çalışın. Fiyatlar oldukça değişken.
- Çin mutfağının genel özelliği, yemeğin müşteri sipariş ettikten sonra pişirilmesi. Bundan dolayı besin zehirlenmesi çok az. Sokak satıcılarında da siparişten sonra pişirilen yemekleri tercih edin. Özellikle sıcak havalarda. Salata türü yeşilliklerde dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi bünyenizin alışık olmadığı mikroorganizmalar olabiliyor. Bundan dolay turist ishali denen, birkaç günde geçen hafif bir ishal olabilirsiniz.
- Pek çok yerde Uygur lokantaları ile karşılaşacaksınız. Uygur lokantalarını tabeladaki arap alfabesi ile yazılmış harflerden veya koyun resminden anlayabilirsiniz. Bunlardan bazılarında çat-pat Türkçe anlaşabilirsiniz, ama bazılarında genç çalışanlar oluyor ve Uygurca bilmeyebiliyorlar. Çin yemekleri ile sorununuz varsa Uygur lokantalarını tercih edin. Büyük şehirlerde çok sayıda bulunuyor. Uygurlarla (hatta tüm Çinlilerle) konuşurken siyasi konulara girmeyin, tedirgin oluyorlar, ve zaten gerçekten akıllarından geçeni söyledikleri şüpheli. Bu tip konuları ancak samimi olunca konuşabilirsiniz.
- Eğer Çin’e tur ile gitmediyseniz ve Yangtze Nehir turu yapacaksanız doğrudan http://www.chinatravel.com/yangtze-cruises/ adresinden başvurabilirsiniz. Fiyatları makul. Ödemeyi PayPal veya doğrudan banka havalesi ile yapıyorsunuz.
- Esrar da dahil olmak üzere her türlü maddeden uzak durun. Kişisel kullanım için küçük miktar bile bulundurmak hapis nedeni. Satmanın cezası idama kadar gidiyor. Tibet Bayrağı, Falung Gong’la ilgili materyal, Tiananmen Meydanı olaylarına ait materyal, Dalai Lama ile ilgili kitap ve fotoğraflara el konuyor. Laptop’unuzda çok sayıda porno film bulunursa tutuklanabiliyorsunuz.
- Turizmin çok girmediği yerlerde lokantalara, taksiler bahşiş vermeniz gerekmiyor. Hatta vermeseniz daha iyi olur. Bahşişi paranızı unuttunuz diye geri getirenler çok görülmüş. Rehberlerin hizmetinden menun kaldıysanız bahşiş vermeniz normal.
- Çay içme dolandırıcılığı çok yaygın. İyi İngilizce konuşan gençler, size yaklaşıp dostluk kuruyor. Genellikle üniversite öğrencisi olduklarını söylüyorlar. Birlikte çay içmeyi teklif edip sizi bildikleri bir yere götürüyorlar. Birlikte çay içtikten sonra 150 TL’den fazla bir hesap geliyor.
- Çeşmeden su içmek genellikle güvenli olmakla birlikte bazı bölgelerde içme suyuna pis su karışabiliyor. İşi sağlama almak için şişe suyu için.
- Eğer bir Çinliye, mesela garsona, resepsiyon görevlisine, rehbere bir hatasını söyleyecekseniz bir köşeye çekip özel olarak söyleyin. Başkalarının yanında söylerseniz aşırı utanıyor ve kırılıyorlar.
- Tibet’e gidecekseniz özel izin almanız gerekiyor. Hong Kong ve Makao Çin’e bağlı özerk bölgeler ve kendilerine ait gümrükleri, vize rejimleri var. Gitmeden önce bilgi alın.
- 16 yaşın üzerindeki tüm yabancıların her zaman pasaportlarını yanlarında taşımaları gerekiyor.
Longsheng Pirinç Terasları
Guilin’den 100 km uzakta olmasına rağmen gitmesi 2,5 saat süren bu teraslar 650 yıl önce yapılmış. Çin’de pirinç tarımı genellikle düz alanlarda yapılıyor, ama eski zamanlarda bir kısım insan, belki de güvenlik kaygıları nedeni ile yüksek arazileri seçmiş. Bu araziler de genellikle eğimli olduğundan çeltik tarlalarını teraslamak zorunda kalmışlar. Bu teraslama işinin ne kadar zor olduğunu ve emek istediğini, ancak onları görünce anlıyorsunuz. Bu teraslar, yılın her mevsimi başka bir güzellik sunuyor. Fotoğraf meraklıları için bulunmaz nimet. Çin’de 4-5 tane meşhur pirinç terasları bölgesi var, bunlardan bir tanesi Longsheng 龙胜梯田 (Longji) terasları. Bölgedeki etnik gruplar da bu terasların turistik cazibesini artırıyor. Bölgede dört farklı etnik grup var ama bunların en önemlileri Yaolar ve Zhuanglar.
Yaolar
Çin hükümeti tarafından resmen tanınan azınlıklardan birisi, 3 milyon nüfusları var. Vietnam’da da yaklaşık yarım milyon Yao yaşıyor. Bu etnik grup, çeşitli diller konuşuyor ama en yaygın dil lu Mien. Miao-Yao dil grubundan olan bu dil, Latin harfleri ile yazılıyor. Çince ile uzak akrabalığı olan tonal bir dil. Yaolar, Yao Taoizmi denilen, Taoizm türevi bir dine inanıyorlar. Kadınları saçlarını kesmiyor ve Uzun Saçlı İnsanlar olarak da biliniyorlar. Kadınlar saçlarını özel bir şekilde topluyor veya siyah veya kırmızı bir başlık takıyor.
Zhuanglar
Nüfusları 18 milyon olan bu grup, Çin’in resmen tanınan en büyük azınlıklarından birisi ve çoğu Guangxi Zhuang Otonom Bölgesi’nde yaşıyor. Bu bölge, Guilin yakınlarında, bizim Longsheng Pirinç Terasları’nı da kapsayan bir bölge. Zhuanglar Tayland diline benzer bir dil konuşuyor ve Latin alfabesi kullanıyor. Moizm denilen kendine özgü bir dinleri var. Bu dinde tanrılar var, ama en önemli bir yaratıcı olduğuna inanılıyor; Bu Luotuo. İkinci önemli tanrı, Bu Luotuo’nun karısı Me Hoa (Çiçek Anne). İnsanları Çiçek Anne’nin yarattığına inanılıyor. Doğadaki her şeyin bir ruhu olduğuna inanılıyor ve klasik Şaman tarifine uyan din adamları-din kadınları var. Kadın şamanlar sayıca daha fazla.
Terasların bulunduğu bölgede birkaç köy var. Rehberimiz, bunlardan, Ping’an köyünde konaklamaya karar vermiş. Normalde köyün alt tarafındaki durağa otobüs ile gidilip 15-20 dakika yürüyüşten sonra köye ulaşılıyor, ama toprak kayması nedeni ile yol kapandığı için biz başka bir rota izlemek zorunda kaldık. Ping’an köyüne daha uzak bir mesafede inip Zhuang azınlığının yaşadığı birbirine yakın üç küçük köyün arasında yürüyüp bu köylerden birinde bir lokanta bulup yemek yedik. Bu köylere topluca “Ancient Zhuang Villages” deniyor. Bu lokantada bambu dolması diyebileceğim, bambu içinde mangalda pişirilen bir pilav yanısıra balık ve doğal tavuk yedik.
Çevredeki antik su değirmenini, bir pirinç şarabı imalathanesini, eski bir ahşap evi ve sokakları gezdik.
Daha sonra, bir dağ yolundan yürüyerek Ping’an a ulaştık.
Ping’an
Ping’an, en eski terasların bulunduğu ve manzarası en güzel olan köy. Köyde başlangıç aşamasında bir turizm sektörü de var. Küçük oteller ve pansiyonlar, lokantalar, kafeler bulunuyor. Köye varınca ahşap, sevimli ve temiz otelimize yerleştik.
Ertesi gün kahvaltıdan sonra pirinç terasları yürüyüşümüz için yola çıktık. Eğimli bir yoldan çıkarken kiralık kıyafetlerle hatıra fotoğraflar çektiren bir fotoğrafçıda durduk ve Aygül fotoğraf çektirdi.
Pirinç teraslarının görünümünü anlatmayacağım, siz en iyisi fotoğraflara bakın. Bu terasların, yaz sonunda su ile dolduğunu, sonbaharda pirinçlerin sarardığını ve kışın kar yağdığını söylersem her mevsimde başka bir güzelliği olduğunu tahmin edersiniz.
Ping’an köyünde çok sayıda lokanta ve kafe var. Kahveler her yerde güzel, ama bir lokanta var ki bahsetmeden geçemeyeceğim. Green Garden Coffee House isimli bu lokantada yediğimiz her şey son derece lezzetli idi. Hem Çin, hem de Batı tarzı yemekler yapan bu küçük lokantanın aşçısını tebrik etmek için buldum. 30-35 yaşlarında bir Çinli olan erkek aşçımız mahçup bir şekilde gülümseyerek, yemekleri yaparken sevgi ile yaptığını, onun için güzel olduğunu söyledi.
Son günümüzde, erken kalkanlar yürüyüş yaptılar. Sonra kahvaltımızı yapıp geldiğimiz yoldan farklı bir yol izleyerek yürüyerek Ping’an’ın doğusundaki karayoluna indik. Yolun toprak kayması olan bölümünü yürüyerek geçtik ve toplam 50 dakikalık yürüyüşten sonra yakınlardaki bir köydeki otobüs durağına ulaştık.