Kategoriler
Çin gezi notları Gezi notları

Longmen Mağaraları, Shaolin Tapınağı

Pekinden sonraki durağımız Luoyang’dı. Luoyang, 2 milyon nüfuslu bir şehir. Çin’in eski başkentlerinden birisi olması nedeni ile tarihsel açıdan önemli bir şehir. Bizim Luoyang ziyaretimizin iki amacı vardı, Longmen Mağaraları ve Shaolin Tapınağını görmek. Pekin’den G667 yataklı treni ile 16:53’te yola çıktık ve 21:04’te Luoyang’a vardık. Taksiye binerek otelimize gittik. Luoyang Heartland International Youth Hostel adındaki otelimiz küçük, ucuz ve temiz bir oteldi. İki kişilik odaya yaklaşık 50 TL verdiğimiz bu otelde çok rahat ettik. Otele yerleştikten sonra yemek yemeye çıktık ve otelin hemen yakınlarında bir Uygur lokantası bulduk.
Türünün en iyi örneklerinden olmasa da tatmin edici bir lokantaydı.
Sabah, otelin önündeki bir seyyar satıcıda börek türü güzel bir kahvaltı yaptık. 1-2 lira gibi bir para ödedik. Sonra, rehberimiz Lisa bizi almaya geldi. Luoyang’da gideceğimiz mesafeler uzun olduğu ve buraya bir günden fazla zaman ayırmak istemediğim için bir minibüs, şoför ve rehber ayarlamıştım. Lisa, tecrübeli ve zarif bir rehber. Eğer Luoyang’a gidecek olursanız tavsiye ederim. Kendisi ile woaibaby0918@163.com e-mail adresinden temas kurabilirsiniz. Lisa, bizden araç kirası ve şoför de dahil 1550 RMB aldı.
Minibüse doluşup Longmen Mağaralarına doğru yola koyulduk.

Luoyang'daki ekibimiz. Yanımdaki Çinli hanım, rehberimiz Lisa.
Luoyang’daki ekibimiz. Yanımdaki Çinli hanım, rehberimiz Lisa.

Longmen Mağaraları 龙门石窟
Longmen, uzun adam demek değil. Ejderha kapısı anlamına geliyor. Mağaralar, Luoyang’ın 12 km güneyinde. Kireçtaşına oyulmuş heykelleri ile ünlü. Bölgede 1400 mağara, 100 bin heykel, 2500 stel ve yazıt var. Heykellerin çoğu 5. yüzyıldan 9. yüzyıla kadar olan dönemde yapılmış. Bölge UNESCO kültür mirasına dahil edilmiş. Giriş 120 RMB.

Luoyang'ın simgesi şakayık. Üzerinde şakayık çiçeğine benzeyen desenler olan bu doğal taş, ziyaretçilerin ilgi odağı.
Luoyang’ın simgesi şakayık. Üzerinde şakayık çiçeğine benzeyen desenler olan bu doğal taş, ziyaretçilerin ilgi odağı.

Longmen Mağaralarının en meşhuru Fengxian Mağarası. Bu mağarada ortada bir Buda onun iki yanında bir seri heykel var. Bu heykele “Mona Lisa Buda” da deniyor. Heykelin, yapıldığı dönemin imparatoriçesi Wu Zetian’dan esinlenerek yapıldığı söyleniyor ve kadınsı bir havası, dingin bir yüz ifadesi olduğu için bu ismi almış. Bu heykel 676 yılında bitirilmiş. Daha sonraki yıllarda Wu Zeitan’ın kocası İmparator Gaozong ölecek ve Wu Zetian Çin tarihinin bilinen ilk ve tek kadın yöneticisi olarak hüküm sürecektir. Heykel, 17 metre boyunda ve kulakları iki metre. 7. yüzyıl Çin sanatının en seçkin örneklerinden birisi olarak biliniyor.

Mona Liza Buda'nın yakından görünüşü
Mona Liza Buda’nın yakından görünüşü

Mona Lisa Buda

Fengxian Mağarası, Buda ve diğer heykeller
Fengxian Mağarası, Buda ve diğer heykeller
Fengxian Mağarası'nda Buda'nın sağ tarfındaki heykellerden ikisi.
Fengxian Mağarası’nda Buda’nın sağ tarfındaki heykellerden ikisi.
Wan-fo-tung Mağarası (on bin Buda Mağarası) 680 yılında tamamlanan bu mağaranın inşaatını bir kadın adliye görevlisi ve bir rahibe yönetmiş. Duvarlarında 15000 tane küçük oturan Buda oyması var
Wan-fo-tung Mağarası (on bin Buda Mağarası)
680 yılında tamamlanan bu mağaranın inşaatını bir kadın adliye görevlisi ve bir rahibe yönetmiş. Duvarlarında 15000 tane küçük oturan Buda oyması var
Wan-fo-tung Mağarası'ndaki büyük Buda heykeli
Wan-fo-tung Mağarası’ndaki büyük Buda heykeli

Shaolin Tapınağı 少林寺
Yaşı bana yakın olanlar Kung-fu dizisini, dizideki Çekirge’yi ve Po Hoca’yı hatırlayacaktır. Dizide Po Hoca ile Çekirgenin konuştuğu yer Shaolin Tapınağı. Bilmeyenler için anlatayım, Caine budist rahip olmak üzere Shaolin Tapınağına gönderilen bir çocuktur. Kendisine “Çekirge” diye hitap ederler. Dizide Po Hoca ile Çekirge arasında geçen diyaloglar, hayli renklidir. Bu diyaloglardan bir örnek vermeden geçemeyeceğim;

kung-fu-david-carradine

Çekirge: Pazar yerindeydim. Herkes birbiriyle tartışıyor ve kavga ediyor. Hiç huzur yok orada.
Po Hoca: Sen buradayken pazar yerindeki olaylar neden sana dert oldu?
Çekirge: Hepsinin huzurlu olmayı öğrenmesini istiyorum.
Po Hoca: ‘Tao Te Ching’ der ki “Güzelliği ancak çirkinlik sayesinde güzellik olarak görürsünüz. İyiliğin ne olduğunu kötülük var olduğu için bilebilirsiniz. Bunun içindir ki, sahip olmak ve olmamak birlikte var olur. Zor ve kolay birbirini tamamlar. Yüksek ve alçak birbirine göredir. Ön arkaya göre öndür, arka da öne göre arka.
Çekirge: Fakat hocam, tüm insanların bizim huzurumuzu, mutluluğumuzu yaşamasını istemiyor muyuz?
Po Hoca: Bütün bir dünyayı tapınak haline mi getirmek istiyorsun? Güneş gibi ol, içindeki şey dünyayı ısıtır.

Shaolin Tapınagı rahipleri vejeteryan. Tapınağın yakınlarında birkaç vejeteryan restoran var. Lisa, bizi bunlardan birisine götürdü. Yemeklerden memnun kaldık.

Vejeteryan menü
Vejeteryan menü

Shaolin Tapınağı, Çin tarihindeki en önemli Budist Tapınağı. Hem Çin’de Budizm’in gelişimi, hem dövüş sanatlarının ve çigongun gelişimi açısından çok önemli bir yeri var. Chan (Zen) Budizmin ve Kung-fu’nun çıktığı yer olarak kabul edilir.
477 yılında kurulan tapınağın tarihinde Bodhidharma (Çince Damo, Japonca Daruma) isimli rahibin özel bir yeri var. Yaklaşık 500 yılında Hindistan’dan veya Orta Asya’da İrani bir dil konuşulan bir bölgeden geldiği düşünülen bu Budist Rahip, bir meditasyon ustasıymış. Shaolin rahiplerine Zen Budizm, meditasyon, kung-fu ve çigongun temellerini bu rahibin öğrettiği düşünülür.

Bodhidarma
Bodhidarma
Shaolin Tapınağı
Tapınağın girişindeki poster. Ortadaki takım elbiseli adam kim bilemiyorum.

Shaolin TapınağıShaolin Tapınağı1500 yıllık tarihi boyunca bir çok savaş, yıkım ve iyi günler gören bu tapınak zaman zaman 4000’e ulaşan silahlı rahibi ile askeri bir güç de oluşturmuş. Çin, Kore ve Japonya’daki dövüş sanatlarının da Shaolin’den kaynaklandığı düşünülür. Boxer savaşında Avrupalılar tarafından bazı rahipler öldürülmüş, bazı rahipler ABD’ye göç etmiş. Üstüne 1928 yılında İmparatorluk çöktükten sonraki kaos döneminde bir bölgesel yönetici askerleri ile tapınağı basıp yakıp yıkmış. Kültür Devrimi nedeniyle 1966 yılında tapınak hükümet güçleri tarafından basılıp son kalan beş rahip çeşitli suçlamalarla hapse atılmış. Uzun süre boş kalan tapınak, 1999 yılında eski haline döndürülmeye çalışılmış. Eski hocaların bir kısmı öldüğü, bir kısmı çok yaşlandığı için gelenek kopmuş durumda, ama iyi kötü eskisine benzer bir sistem kurmuşlar.

Shaolin Manastırı
Tapınağın şimdiki hali bir hayli turistik. Tapınak, gelirinin çoğunu kung-fu ekibinin çeşitli ülkelerde yaptığı gösterilerden ve tapınağa gelen turistlerden sağlıyor. Çok önemli bir marka olduğu için Luoyang’a 80 km olan bu tapınak tıklım tıklım turistle dolu. Turistlerin de büyük kısmı Çinliler. Her yer turistle dolu olduğu için otantik bir görünüm ve huzur beklemeyin, bildiğiniz turistik bir tapınağa dönüşmüş durumda. Tapınağın alanı çok geniş, öğrencileri turistlerden uzak bir bölgede eğitiyorlar. Birkaç yüz öğrenci var, araçla geçerken açık havada kung-fu eğitimi alan öğrencileri uzaktan şöyle bir görebiliyorsunuz.
Tapınak yönetimi, turistler için günde birkaç kez kez kung-fu gösterisi düzenliyor. Tiyatro salonu türü bir salonda yapılan bu gösteride 20 yaş civarında genç rahipler dövüş sanatlarından örnekler veriyorlar. Daha önce Antalya’da seyrettiğim Shaolin ekibine (Evet, Shaolin rahipleri Antalya’da gösteri yaptı) göre daha tecrübesiz ve beceriksizler. Yine de onlar bile yeterince şaşırtıcı.

Rahiplerin gösterisine girmek için beklerken.
Rahiplerin gösterisine girmek için beklerken.

Tapınak, hayli geniş bir alana kurulmuş ve en ilgi çekici yerlerinden birisi Pagoda Ormanı. 791 yılından beri yapılan toplam 228 küçük pagodadan oluşan bir mezarlık. Her bir pagoda, önemli bir rahibin mezarı. Shaolin Manastırı ve Pagoda Ormanı UNESCO kültür mirası olarak kayıt altına alınmış.

Pagoda Ormanı
Pagoda Ormanı
Mezar pagodaların üzerinde ölen rahibe ilişkin figürler olabiliyor. Bu rahip son ölenlerden, video kamera ve laptop meraklısıymış.
Mezar pagodaların üzerinde ölen rahibe ilişkin figürler olabiliyor. Bu rahip son ölenlerden, video kamera ve laptop meraklısıymış.

Shaolin Manastırı’na Luoyang’dan veya Dengfeng’den otobüsle gidebilirsiniz. Giriş 110 RMB.

Kategoriler
Çin gezi notları Gezi notları

Çin Seddi

Çin’de pek çok ilginç şey gördüm ama bunlardan iki tanesi sahiden akıl mantık almayan şeylerdi. Bunlardan birisi Çin Seddi, diğeri de Terrakotta Askerleri. Terrakotta Askerlerini sonraya bırakalım, Çin Seddinden bahsedelim.
Çin seddi’nin yapılışının başlıca amacı, Çin’in kuzeyinde yaşayan göçebe kavimlerin (başta Türkler ve Moğollar) istilasını engellemek. Yine de Çin Seddi’ni görünce bunu açıklamanın bu kadar basit olamayacağını anlıyorsunuz. Çünkü o kadar uzun zamana yayılmış ve o kadar çok insan gücü ve kaynak harcanan bir yapı ki sadece savunma ile açıklamak zor. Öte yandan, yer yer duvarların aşılmasının o kadar zor olmayacağını görüyorsunuz, çünkü alçak olduğu yerler var. En yakın şehre yüzlerce kilometre uzakta bir duvara birkaç yüz kişinin saldırması ile aşılması gayet mümkün görünüyor. Duvarların yapılmasının ek anlamları da olduğunu başka pek çok insan düşünmüş. Örneğin kaçanları yavaşlattığı, anıtsal bir yapı olduğu için İmparatorun haşmetini gösterdiği gibi çeşitli görüşler var. Duvarın sınır işlevi gördüğü, nüfus hareketlerini kontrol etmek için kullanıldığı da düşünülüyor.

Çin SeddiÇin Seddi
Çincesi “Uzun Duvar” (长城) anlamına geliyor. Milattan önce 7. yüzyılda küçük devletler tarafından parçalar halinde yapımına başlanmış. Milattan önce 3. yüzyılda Çin’in ilk İmparatoru  Qin Shihuang, duvarı kuzeydeki  Xiongnu kavmine karşı savunma için düzenlemiş.  Xiongnu’ların Hunların öncülü olduğu düşünülüyor. Sonraki yüzyıllarda sürekli yenilenmiş, tamir edilmiş, yıkılan yerleri tekrar yapılmış, ekler yapılmış ve bugünkü duvarın çoğu Ming Hanedanı zamanından kalma (14.-17.yüzyıllar). En son 1600 yılı civarında Mançu saldırılarına karşı işe yaramış. 17. yüzyılın sonlarında Çin sınırı kuzeye doğru genişlediği için Çin Seddi işlevini kaybetmiş ve ondan sonra ilgilenilmemiş. 1987 yılında UNESCO kültür mirası olarak kabul edilmiş. Çin’in kuzey bölgesinde, Çin sınırına paralel uzanan 8850 km uzunluğunda bir yapı. Tüm duvarın dalları ve kolları ile toplam 21000 km olduğu söyleniyor.

Çin SeddiÇin Seddi
Çin seddi üzerinde aralıklı olarak gözetleme kuleleri, küçük askeri binalar, tapınaklar var. Duvarın kimi bölgelerinde kilometrelerce at arabası sürebilecek yollar mevcut. Duvar, kimi yerde düzlüklerde uzanıyor, kimi yerde dağların üstünden aşarak inişli çıkışlı ve estetik olarak çok etkileyici görüntüler sergiliyor.
Turistik açıdan, en çok Pekin’e yakın bölgeleri biliniyor. Pekin’den gidilebilecek dokuz farklı duvar bölgesi var. Bunlardan en meşhuru Pekin’den 72 km uzaktaki Badaling (八达岭). Bu bölge bakımlı, iyi restore edilmiş, güvenli, etraflarında lokanta, otel gibi turistik tesisler mevcut. Kötü tarafı ise her zaman kalabalık olması, hatta tatil günlerinde yürümenin bile zor olduğu söyleniyor. Bu bölge, fotografik açıdan da çok tatmin edici değil. Bunun nedeni nisbeten düz bir bölge olması ve sürekli vizörünüze giren onlarca insan. Ancak, zamanınınz ve paranız kısıtlıysa en iyi seçenek de bu gibi görünüyor.
Diğer bölgelerin ise kendine özgü başka problemleri var kimi uzak, kimi bakımsız olduğu için tehlikeli. Biz, incelemelerimiz sonucu Jinshanling’den Simatai (司马台) bölgesine yürümeyi düşündük. Aradaki mesafe 8 km. Gideceğimiz sırada Simatai’nin bakım nedeniyle kapalı olduğunu öğrenince, Jinshanling’e gidip, duvar üzerinde birkaç saatlik bir yürüyüşten sonra dönmeye karar verdik.

Jinshanling 金山岭
Jinshanling, Çin seddinin belki en güzel bölgesi. Dağların üstünden aşan, son derece fotoğrafik, Pekin’e uzak olduğu için de kalabalık olmayan bir yer. Tabii uzak olduğu için burayı ziyaret etmek hem masraflı hem de tam bir gününüz gidiyor.

Jinshanling'e çıkarken sizi ilk olarak 16. yüzyılda buralarda savaşmış olan General Qi Jiguang'ın heykeli karşılıyor.
Jinshanling’e çıkarken sizi ilk olarak 16. yüzyılda buralarda savaşmış olan General Qi Jiguang’ın heykeli karşılıyor.

Pekinden Jinshanling 154 km ve 2,5 saat kadar sürüyor. Kaldığımız otelden bizi oraya getirip götürecek şoförlü bir minibüsü yaklaşık 250 dolara ayarladık. Şöfor çok az İngilizce biliyordu, ama iyi kötü anlaştık. Bizi girişe bıraktıktan sonra bir dönüş saati verdi ve oralarda oyalandı. Kapıda bilet aldık, 65 RMB. İsterseniz 40 RMB daha ödeyip teleferikle yukarılara çıkabiliyorsunuz. Ben biraz arkada kalıp oyalandım, bizim ekip teleferiğe binmiş ve tepeye yakın bir yerde teleferik bozulmuş. Havada bir süre sallandıktan sonra teleferiği çekip kazazedeleri çıkarmışlar. Bütün bu olanlardan habersiz şekilde teleferiğe gidip beklemeye başladım. Oradaki görevliler bana bir şekilde teleferiğe binemeyeceğimi söylediler ama teleferiğin bozulduğunu anlatamadılar. Tipimi mi beğenmediler acaba diye düşünerek teleferik binasından çıkıp merdivenleri tırmanmaya başladım. Güneşli, güzel bir gündü yavaş yavaş merdivenleri tırmanıp Çin seddine ulaştım. Orada birkaç saat dolaşıp fotoğraflar çektim. Gerçekten görülmeye değer, vahşi doğanın içinde en az 400 yıllık bir duvarın üzerinde dolaşmak mutluluk verici bir olay.

Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden...
Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden…

Çin Seddi

Artık dönüş yoluna geçtik. Bu satıcılardan hediyelik eşye ve içecek bir şeyler alabiliriz.
Artık dönüş yoluna geçtik. Bu satıcılardan hediyelik eşye ve içecek bir şeyler alabiliriz.
Kategoriler
Çin gezi notları Gezi notları

Pekin-Lama Tapınağı ve Nanluoguxiang

Lama Tapınağı 雍和宮
Lama deyince aklınıza Güney Amerika’daki keçi benzeri hayvan gelmesin. Lama, Tibet Budist rahiplerine verilen isim. Resmi ismi Yonghe Tapınağı. Tam Türkçe’ye çevirirsek Barış ve Uyum Sarayı. Çin’deki en iyi korunmuş ve en önemli Budist tapınağı olarak kabul ediliyor. Kültür devrimi sırasında Komünist yönetim bazı dini yapılara zarar vermiş ama bu tapınak, zamanın başbakanının özel koruması altında imiş ve hiç zarar görmemiş.

Tapınakların girişinde genellikle iki tane olan muhafız aslanlar bulunuyor. Bu aslanlardan biri erkek, diğeri dişi. Erkek olanının pençesinin altında dünyayı simgeleyen bir top, dişi olanın pençesinin altında yaşam döngüsünü simgeleyen bir yavru aslan bulunuyor.
Lama tapınağı
Tapınağın ana binaları

Bina, 1694 yılında bir prensin malikhanesi olarak yapılmış ve 1744’te tapınağa çevirilmiş. Tapınakta 26 metrelik sandal ağacından bir Buda heykeli var. Tapınak, kalteli tütsüleri ile meşhur ve tütsüye meraklı iseniz kendinize almanızı tavsiye ederim. Giriş 25 RMB ve gezmesi 1-2 saat sürüyor.

Lama tapınağı
Tapınaktaki Altın Buda heykeli.
IMG_6483
Tütsü ile dua eden Çinliler. Nasıl dua edileceğini aşağıda açıkladım.

Budist tapınaklarında dua etmenin bir usulü var. Önce yukarıdaki resimde solda gördüğünüz adamın yaptığı gibi tütsü satın alacaksınız. Tütsülerin en az üç tane olması gerekiyor. Sonra bu tütsüleri yakacaksınız. Tütsüler başta alev alır, bu alevin geçmesini bekleyeceksiniz. Alev kendi kendine geçmezse havada sallayıp söndüreceksiniz. Sonra tütsüleri iki elinizin arasına alıp sağdaki adamın yaptığı gibi başınızın üzerine kaldırıp dua edecek veya dilek dileyeceksiniz. Duanız bitince tapınağa doğru üç kez eğileceksiniz. Sonra sağınıza dönüp üç kez daha eğileceksiniz. dört yöne doğru üçer kez eğildikten sonra ortadaki adamın yaptığı gibi tütsüleri tütsülüğe bırakacaksınız. Bu duayı yaparken kadınların açık saçık giyinmemesi gerekiyor. Tapınaktaki kadınların çoğunun mini etekli ve kısa kollu giyindiğini söyleyeyim, açık saçıklığın sınırının ne kadar esnek olduğunu anlayın. Ayrıca kadınlar adet döneminde ise duanın boşa gittiği söyleniyor. Buda bu dönemde kadınların söylediklerini duymazmış. Nedendir bilemiyorum.

Nanluoguxiang 南锣鼓巷
Lama tapınağından 1,5 km kadar güney batıya yürüyünce Nanluoguxiang bölgesine ulaşıyorsunuz. Pekin’de geleneksel mimari taşıyan dar sokaklar ve bir avlu etrafında dizilmiş evlerden (sieyuhan) oluşan bölgeler var, bunlara Hutong deniyor. Nanluoguxiang en meşhur Hutong’lardan birisi. Bölge restore edildiği, çok sayıda kafe, lokanta ve dükkan bulunduğu için çok popüler. Bölgenin kalbi East Guluo Street’den Di’anmen East Street’e doğru uzanan 800 metre uzunluğunda South Luogu Alley. Bu caddede çoğunluğu genç Çinlilerden oluşan hareketli bir kalabalık var. İlginç hediyelik eşyalar ve ilginç yiyecek-içecek dükkanları bulunan bir bölge. Biraz daha ara sokaklara girince geleneksel Pekin şehir mimarisini görebiliyorsunuz.

Nanluoguxiang
Nanluoguxiang’da bir mağaza vitrini.
Nanluoguxiang
South Luogu Alley kuzey girişi.
Sevimli hediyelikler
Sevimli hediyelikler
Nanluoguxiang'da poz verirken rastladığım bir hanım kızımız.
Nanluoguxiang’da poz verirken rastladığım bir hanım kızımız.
Nanluoguxiang
Yukarıdaki pozun daha geniş açıdan görünümü
Kategoriler
Çin gezi notları Gezi notları

Pekin-Yazlık Saray ve Cennet Tapınağı

Yazlık Saray 颐和园
Çin’in büyük şehirlerindeki metro sistemleri iyi çalışıyor ve bilet fiyatları çok ekonomik. Gündüz trafiği olan saatlerde çoğu zaman taksiden daha hızlı bir ulaşım şekli. Biraz şehir dışında olan Yazlık Saray’a metro ile gitmek iyi bir seçenek. (Şehir merkezinden 6 numaralı hatta binip Ping’Anli durağında 4. hatta geçecek ve Beigongmen durağında ineceksiniz)
Yazlık saray, içinde saraylar, tapınaklar ve çeşitli tarihi yapılar bulunan dev bir park. Alanı 2,9 km kare ve bunun 2,2 km karesini insan yapımı bir göl oluşturuyor. Gezmesi 2-3 saatten aşağı sürmeyecek bir yer. Yazlık Saray UNESCO kültür mirası olan bir park.

Göl kenarından Uzun Ömür Tepesine bakış.
Göl kenarından Uzun Ömür Tepesine bakış.
Mermer Gemi
Mermer Gemi

IMG_6178

Kulakları ve ayakları memeliye benzeyen bronz hibrid kuş heykeli.
Kulakları ve ayakları memeliye benzeyen bronz hibrid kuş heykeli.

Geçmişi 12. yüzyıla dayanmakla birlikte, 1750 yılında bugünkü halini almış. Yapımı sırasında oradaki küçük bir göl genişletilerek Hangzhou’daki Batı Gölü’ne benzer bir şekil veilmiş. Kazıdan çıkan topraklar şu an binaların yoğun olduğu bölgeye taşınarak burada bir tepe oluşturulmuş (Uzun Ömür Tepesi). Bir dönem Çin imparatorlarının yazlık sarayı olarak kullanılmış. 1860’daki ikinci Afyon savaşı ve 1900’deki Boxer savaşı sırasında büyük bir tahribat görmüş ve 1900 yılından beri restore edilmeye çalışılıyormuş.
Kombine giriş bileti mevsime göre 50 veya 60 RMB.
Çıkışta yanyana birkaç küçük kafe var. Buralarda birşeyler yiyip içebilirsiniz.

IMG_6194
Uzun Ömür Tepesi’ne çıkan merdivenler.
IMG_6206
Uzun Ömür Tepesi’nden binaların ve gölün genel görünüşü.
Kıymetli Bulutlar Pavyonu
Baoyun Pavyonu
IMG_6217
Budist Tütsü Kulesi

Cennet Tapınağı 天坛

Yazlık Saray’dan çıktığımızda öğleden sonra saatleri olmuştu. Sonraki hedefimiz olan Cennet Tapınağı’na taksi ile gittik. Cennet Tapınağı, büyük bir parkın içinde yer alıyor ve Taoculara ait bir tapınak. 1420 yılında inşa edilmiş ve daha sonra bazı ek binalar yapılmış. UNESCO kültür mirası listesinde olan bir yapı. Ortada yuvarlak bir yapı ve çevredeki diğer yapılardan oluşuyor. Ortadaki yapı “Verimli Hasat Dua Salonu” adını taşıyor ve tipik mimarisi ile bu tapınak kompleksinin simgesi. Kombine giriş bileti mevsime göre 25 veya 30 RMB.

Cennet TapınağıCennet TapınağıCennet TapınağıCennet Tapınağı

Qianmen Caddesi 前门大街
Cennet Tapınağı’ndan çıktıktan sonra yürüyerek Qianmen Caddesine gitmeye karar verdik. Bu cadde, trafiğe kapalı bir alışveriş caddesi ve Pekin’in yüzyıllardır önemli bir ticari merkezi. 1900 yılında Boxer savaşı sırasında çok kötü tahrip olmuş, sonra tekrar yapılmış. Mc Donalds’dan birkaç yüzyıllık bir eczaneye kadar her türlü mağaza mevcut caddede. Caddenin kuzey girişinden 80 metre güneyde batıya doğru uzanan Dashilan bölgesi caddenin kendisinden de ilginç. Bu bölgede geleneksel dükkanlar, lokantalar mevcut ve fiyatlar çok makul. Malum, Pekin’e gidip de Pekin ördeği yemeden dönülmez, biz de hakkımızı Dashilan’da kullandık ve gayet de memnun kaldık.

Dashilan

Dashilan bölgesinde bir kebapçı
Dashilan bölgesinde bir kebapçı
Dashilan bölgesinde bir hediyelik eşya dükkanı.
Dashilan bölgesinde bir hediyelik eşya dükkanı.
Dashilan bölgesinde bir şemsiye imalatçısının mağazası.
Dashilan bölgesinde bir şemsiye imalatçısının mağazası.
Kategoriler
Çin gezi notları Gezi notları

Pekin-Yasak Şehir ve Tiananmen meydanı

THY ile sakin bir yolculuktan sonra Havaalanına indik. İlk iş döviz bürolarından para bozdurduk. Havaalanındaki döviz kuru şehre göre biraz yüksek, onun için 100 dolar civarında bir miktar bozdurmak yeterli.
Otele taksi ile gittik. Kaldığımız 161 Hotel, şehir merkezine yakın, ekonomik, küçük ve sakin bir oteldi. Genel olarak bu otelden memnun kaldık .
Çok yakında 7/24 açık bir market var. Otelin çevresinde çok sayıda lokanta var. Hemen yakınlarındaki noodle lokantası çok ucuz ve lezetli yemekler yapıyor. Yine otel yakınında bir Uygur lokantası var, türünün iyi bir örneği olmasa da idare eder.
Pekin, 21 milyon nüfuslu ve Şanghay’dan sonra Çin’in ikinci büyük şehri. Kuzey başkenti anlamına geliyor. 5. yüzyılda Nanjing’den ayırt etmek için bu isim konmuş. Şehrin ismi “Beycing” diye telaffuz ediliyor. Dilimizde Pekin denmesinin nedeni, Çin’e ilk giden Avrupalıların kıyılarda ticaret yapan kişilerden bu ismi “Peking” olarak duyması, zira o zamanlar güney lehçelerinde bu şekilde telaffuz ediliyormuş.

Beihai Park 北海公园
Yasak Şehir’e gidince, zamanınız varsa yakınlarındaki Beihai Park’a da gitmenizi tavsiye ederim. Yasak Şehir’den çıktıktan sonra 5 dakikalık bir yürüyüşle parka ulaşabilirsiniz. Yaklaşık 1000 yıl önce İmparatorluk bahçesi olarak yapılan bu park, 1925’te halkın ziyaretine açılmış ve klasik çin bahçelerinin güzel bir örneği. Hayli geniş bir alana yayılmış, ve tam olarak gezmek birkaç saat sürebilir. Parkın içindeki “White Dagoba” (Bai Ta) isimli, kubbe-kule karışımı binayı ve yanındaki tapınağı görmeden geçmeyin. Dagoba, Tibet mimarisine özgü bir yapı. Rivayete göre eskiden White Dagoba’nın yerinde bir saray varmış ve Kubilay Han Marko Polo’yu bu sarayda ağırlamış. White Dagoba, 1651 yılında yapılmış. Parka giriş ve 20 RMB.

Beihai Parkı

Parktaki tapınağın içindeki heykellerden bir görüntü
Parktaki tapınağın içindeki heykellerden bir görüntü
Sağ üstte White Dagoba görünüyor.
Sağ üstte White Dagoba görünüyor.

Yasak Şehir (Saray Müzesi, Palace Museum, 故宫,   紫禁城   )
İsminin şehir olduğuna bakmayın, bu aslında imparatorluk sarayı ve çevresindeki yapılardan oluşan bir bina topluluğu. Adeta bir şehir kadar büyük, 72 hektar (720 dönüm) üzerine yayılmış 980 binadan oluşuyor. İmparatordan izinsiz girmek yasak olduğu için “Yasak Şehir” adını almış. Binaları çevreleyen dikdörtgen şeklinde, 7,9 metre yüksekliğinde bir duvar ve duvarı çevreleyen su dolu hendek var. 8886 odası ile dünyanın en büyük sarayı, en büyük ahşap yapılar topluluğu ve 1987 yılında UNESCO dünya kültür mirası olarak kabul edilmiş.

Yasak şehirYasak şehir
Sarayın yapımına 1406 yılında başlanmış ve 14 yıl sürmüş. İnşaatta değişik zamanlarda bir milyondan fazla insanın çalıştığı söyleniyor. Çin’in imparatorlarına 500 yıl kadar ev sahipliği yapan bu yapıdan son imparator 1924 yılında ayrılmış ve 1925 yılında yapı müzeye dönüştürülmüş. 1933 yılında Japon işgali nedeniyle sarayın içindeki hazineler Çin hükümeti tarafından başka şehirlere kaçırılmış. İç savaştan sonra da hazinelerin büyük kısmı Tayvan’a kaçırılmış ve şimdi Taipei’deki Saray Müzesi’nde sergileniyor.

Yasak şehirYasak şehir
Yasak şehir, geleneksel Çin mimarisinin en etkileyici örneklerinden birisi ve çağlar boyunca tüm Uzakdoğu mimarisini derinden etkilemiş.
Yasak şehir, kalabalık bir ziyaretçi topluluğu ile geziliyor ve çektiğiniz fotoğraflara ister istemez çok sayıda insan giriyor. Binaların çoğunun içine girmek yasak. Tam olarak gezmek bir gününüzü alabilir, ama bence 2-3 saat ayırsanız yeterli. Bilet Kasım-Mart arası 40 RMB, Nisan-Ekim arası 60 RMB, Pazartesi günleri kapalı, Temmuz-Ağustosta her gün açık.

Yasak şehir

Wangfujing Pedestrian Street 王府井大街
Yasak Şehir’in giriş güneyden, çıkışı ise kuzeyden. Çıktıktan sonra 1 kilometre kadar doğuya yürürseniz Wangfujing’e ulaşacaksınız. Eskiden prenslerin malikhanelerinin bulunduğu bu cadde, Pekin’in en hareketli alışveriş caddelerinden. Modern ve geleneksel mağazaların, yerli ve yabancı ziyaretçilerin karışık olduğu bir yer burası. Bazı ara sokaklar, caddenin kendisinden daha ilgi çekici dükkanlar ve lokantalar barındırıyor. Vaktiniz varsa ara sokaklara girip çıkmanızı öneririm.

Wangfujing Caddesi'nde Beijing Department Store
Wangfujing Caddesi’nde Beijing Department Store
IMG_6062
Wangfujing Caddesine açılan ara sokaklardan birisi.

Tian’anmen Meydanı 天安门广场
Wangfujing’den güneye doğru yürüyüp Chang’an caddesine gelince sola dönün, 1 km kadar yürüyünce Tian’anmen Meydanı’na geleceksiniz. Meydanın girişinde bir polis kontrolü var. Çantalarınızı falan x-ray cihazından geçirip kontrol ediyorlar. Çakmağınız varsa alıyorlar. 880×500 metre boyutlarında dev bir meydan. Meydan, Yasak Şehir’in yanında ve ikisinin arasında meydana ismini veren Tian’anmen denilen bir yapı var. Tian’anmen Kapısı veya Kulesi de denilen bu yapıyı gezmek için 15RMB ederinde bir bilet almak gerekiyor. Meydanda Kahramanlar Anıtı ve Mao Zedong Mozolesi de bulunuyor. Bu meydan, Çin tarihi boyunca pek çok önemli olaya tanıklık etmiş ve en son 1989 yılındaki protesto gösterilerinin kanlı şekilde bastırılması ile hatırlanıyor.

Tiananmen Kapısı'nın önünde nöbet tutan asker.
Tiananmen Kapısı’nın önünde nöbet tutan asker.
Tiananmen meydanı. Arkadaki uzun yapı Kahramanlar anıtı ve onun arkasında da Mao Zedong Mozolesi görünüyor.
Tiananmen meydanı. Arkadaki uzun yapı Kahramanlar anıtı ve onun arkasında da Mao Zedong Mozolesi görünüyor.
Kategoriler
Gezi notları

İngilizce’nizi konuşarak geliştirmenin ekonomik yolları

ingilizcenizi-konusarak-gelistirmekİngilizceyi okulda, kursta veya özel öğretmenden öğrenir, sonra da hızla unuturuz. Nedeni basittir, kullanılmayan dil unutulur. Diller insanlar arası iletişimde kullanılır, bu nedenle siz onu kullandıkça gelişir, kullanmadığınızda unutursunuz. İngilizceyi (veya başka bir yabancı dili) etkili öğrenmek, öğrendiğini unutmamak, bildiğini geliştirmek için pek çok yöntem vardır. Bunların geniş bir listesini “70 ways to improve your English” başlıklı yazıda bulabilirsiniz. Ama biz bu yazıda, İngilizcemizi geliştirme konusunu daha farklı bir açıdan ele alacağız. Yabancılarla bir araya gelerek, bir bakıma onlarla iletişimde bulunmak zorunda kalarak İngilizce öğrenmek için ne yapabiliriz? Yurtdışındaki bir dil okuluna verecek birkaç bin dolarımız yoksa nasıl bir çözüm bulabiliriz?

bahcede-calismaWorkaway http://www.workaway.info/
Günde 4 saat çalışacaksınız, işvereniniz size kalacak yer ve yemek verecek. Bir-iki aylık, belki üç aylık bir macera sizi bekliyor. Dünyanın dört bir tarafında küçük işletmelerin, kurumların, kimi zaman ailelerin işveren olduğu bir sistem. ABD’de garsonluk, Filipinler’de çocuk bakıcılığı, Brezilyada tarlada çalışmak, Güney Afrika’da bir otelin web sitesini yapmak ya da Japonya’da bir Zen Budist tapınağının bahçe bakımını yapmak gibi, ilginize ve yeteneğinize göre çok çeşitli işler mevcut. Vize almanıza da yardımcı olabiliyorlar. Bir uçak bileti ve biraz harçlık size yeterli. Benzer diğer sistemler için http://en.wikipedia.org/wiki/Hospitality_service adresindeki linkleri inceleyebilirsiniz.

turistlere-rehberlikGönüllü rehberlik
Biraz İngilizceniz var, hem yabancılarla konuşmak, hem de şehrinizi tanıtmak istiyorsunuz. Bu işi birkaç kafa dengi insan ile birlikte yaparsanız daha iyi olur. Şehrinizdeki bir müzeye gidip yetkililerle konuşabilirsiniz. Müzeyi gezenlere gönüllük rehberlik yapmak için onay alıp, hatta mümkünse yarı resmi bir yaka kartı yaptırıp yabancıları gezdirebilirsiniz. Belli bir rotada yürümeli şehir turları da bu tip bir faaliyet için idealdir. Örneğin İstanbul’da Sultanahmet’ten başlayıp Mısır Çarşısında biten bir tur, veya Antalya’da Cumhuriyet Meydanında başlayıp Karaalioğlu Parkında biten bir tur ideal olur. Örneğin her Pazar saat 10.00’da başlarsınız. Kendinizi veya grubunuzu şehrinizle ilgili turistik web sayfalarına, hatta Tripadvisor gibi yabancı web sitelerine duyurursanız birkaç ayda sistem çalışmaya başlar. Yurtdışında bunu çok örnekleri var.

language-exchangeDil partnerliği
İnternetten Skype veya benzeri bir sistemle sohbet edebileceğiniz yabancı arkadaşlar bulabilirsiniz. Bu arkadaşları bulabileceğiniz web sitelerinin tipik bir örneği Italki.com. Google’da “language partner”, “language exchange” diye taratırsanız benzer web siteleri bulabilirsiniz.

yabanci-misafirCouchsurfing http://www.couchsurfing.org/
Evde boş bir yatağınız veya odanız varsa bu sistem sizin için ideal. Sisteme kayıt yaptırdıktan sonra şehrinizi ziyaret edenler sizi sistemden görebilecek. Misafirinize karşı birkaç gün yatak vermekten başka bir sorumluluğunuz yok, ama onu biraz gezdirir, sohbet ederseniz ikiniz için de daha eğlenceli olur. Bu sistemi siz de yurtdışına seyahat ederken kullanabilirsiniz. Gerisi biraz harçlık ve ucuz bir uçak biletine kalıyor. Ucuz uçak biletini de başka bir yazıda ele alırız. Benzer diğer sistemler için http://en.wikipedia.org/wiki/Hospitality_service adresindeki linkleri inceleyebilirsiniz.

Kategoriler
Japonya gezi notları

Kamakura

Japonya gezimin son durağı Kamakura’ya gidişimin özel bir sebebi var. Çocukken, daha okuma yazma bile bilmezken evimizde bir kitap dikkatimi çekmişti. “Bugünkü Japonya” isimli bu kitap, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi’ni bitiren babama öğrenci iken Japon Hocası tarafından hediye edilmişti. Bu kitapta tam sayfa bir Buda heykeli fotoğrafı vardı ve çocuk aklımla bu kocaman heykeli yakından görmenin nasıl bir şey olduğunu merak eder dururdum. İşte o heykel Kamakura’daymış.

Kamakura, Tokyo’nun güneyinde, trenle yaklaşık bir saat süren Japon tarihinde önemi olan bir şehir. Onikinci yüzyıldan başlayarak zaman zaman politik ve askeri merkez olarak kullanılmış. Şehirde çok sayıda tarihi tapınak mevcut. Kamakura’da yılın çeşitli dönemlerinde yapılan çok sayıda tören ve festival var.

İstasyondan indikten sonra ilk olarak Tsurugaoka Hachimangu Tapınağına gittim. Kamakura’nın en önemli Shinto tapınağı olarak bilinen bu tapınak 1063 yılında deniz kenarında yapılıp 1191 yılında şimdiki yerine taşınmış, 1828 yılında şimdiki halini almış. Aslında birçok tapınaktan oluşuyor ve bu tapınakların da ayrı ayrı isimleri var. Tapınağın ön tarafında geniş bir bahçe ve iki iri yapay göl var. Hongu ismindeki en büyük tapınağa geniş, 60 basamaklı bir merdivenden çıkılıyor. Çoğunluğu Japon olmak üzere kalabalık bir ziyaretçi kitlesi dikkati çekiyor. Tapınak, detaylı işçiliği ve türün en iyi örneklerinden birisi olması nedeniyle ziyaret edilmeye değer. İçindeki küçük bir müze de ziyaret edilebiliyor.

Hongu Tapınağına çıkan merdivenler. Soldaki sarımsı renkli ağaç 1000 yaşında bir ginko ağacı. Arkasına saklanan birinin zamanın Shogun'una suikast yapması ile ünlü. Bu heybetli ağaç, maalesef bu fotoğraf çekildikten iki ay sonra bir fırtınada devrildi.
Hongu Tapınağına çıkan merdivenler. Soldaki sarımsı renkli ağaç 1000 yaşında bir ginko ağacı. Arkasına saklanan birinin zamanın Shogun’una suikast yapması ile ünlü. Bu heybetli ağaç, maalesef bu fotoğraf çekildikten iki ay sonra bir fırtınada devrildi.
Bir Shinto rahibi.
Bir Shinto rahibi.
Hongu Tapınağı'ndan bir detay.
Hongu Tapınağı’ndan bir detay.
Bir Shinto rahibesi tapınağın basamaklarını tırmanırken.
Bir Shinto rahibesi tapınağın basamaklarını tırmanırken.
Genpei gölü kenarında güvercin. Arkada Hataage Benzaiten Tapınağı görünüyor.
Genpei gölü kenarında güvercin. Arkada Hataage Benzaiten Tapınağı görünüyor.
Sağdaki kutuda kurabiyeler var. Soldaki kutuya 100 Yen atıp sağdaki kutudan bir kurabiye alıyorsunuz. Başında kimse beklemiyor. Bu sistemin çalışması için hem ülkenizde aç ve parasız insan olmayacak, hem de halkınız dürüst olacak.
Sağdaki kutuda kurabiyeler var. Soldaki kutuya 100 Yen atıp sağdaki kutudan bir kurabiye alıyorsunuz. Başında kimse beklemiyor. Bu sistemin çalışması için hem ülkenizde aç ve parasız insan olmayacak, hem de halkınız dürüst olacak.

Büyük Buda’yı görmek üzere yola koyuldum. Kamakura’nın sokaklarını dolaşmak zevkli. Çok katlı binalar az, yerel halka hizmet veren çeşitli dükkanlar yanı sıra hediyelik eşya satan dükkanlar da var. Bir yol kavşağında yan yana dizilmiş altı Jizo heykelini gördüm. Kamakura’da altılı Jizo heykelleri yapma adeti varmış. Bunlar kayıp ruhların huzura ermesinin altı aşamasını temsil ediyormuş.

Altı Jizo
Altı Jizo

Büyük Buda’nın bulunduğu Kotokuin tapınağına vardım. Büyük Buda (Kamakura Daibutsu) 13,35 metre yüksekliğinde ve Japonya’nın ikinci büyük Buda heykeli. En büyüğü Nara’da Todaji Tapınağı‘nda. Büyük Buda 1252 yılında yapılmış. Aslında bir tapınağın içindeymiş. Tapınak bir fırtınada yıkılınca yenisini yapmışlar fakat bu da başka bir doğa felaketi nedeniyle yıkılmış. Daha sonra tapınak defalarca yapılmış ve defalarca fırtınalar ve tsunamiler tarafından yıkılmış. En sonunda 1495 yılında heykelin açık havada kalmasına karar vermişler ve hala da açık havada duruyor. Heykelin içine küçük bir ücret karşılığı girilebiliyor. Çevrede çok sayıda ziyaretçi var ve bunlardan bir kısmı heykelin karşısına geçip dualar ederken bir kısmı da heykelle birlikte fotoğraf çektiriyor.

Kamakura'nın Büyük Budası
Kamakura’nın Büyük Budası
Büyük Buda'nı önünde kendilerinin fotoğrafını çeken bir çift.
Büyük Buda’nı önünde kendilerinin fotoğrafını çeken bir çift.
Büyük Buda'nın sandaletleri.
Büyük Buda’nın sandaletleri.
Büyük Buda'yı ziyarete gelmiş minik bir kız.
Büyük Buda’yı ziyarete gelmiş minik bir kız.

İstasyona dönerken “Arkadaş” isimli bir Türk lokantasına rastladım. Vaktim olmadığı için uğrayamadım ama nasıl bir yer olduğunu hala merak ederim. Bu lokanta 17 yıl önce bir Japon’la evli bir Türk erkeği tarafından açılmış. Patron futbola çok meraklıymış ve kocaman bir plazmada sürekli futbol maçları gösterilirmiş. Tipik Türk yemeklerinin yanı sıra Efes Pilsen ve Yeni Rakı da bulunurmuş. Bazı günler dansöz çıkar ve göbek dansı yaparmış. Bunu duyduğumda, “Hay Allah, nasıl Türkiye’den dansöz getirip götürüyor? Çok Masraflı olmuyor mu?” diye düşündüm ama İnternette araştırdığımda Arkadaş’ta dans eden Japon dansözlere ait fotoğraflar buldum. Nasıl dans ediyorlar bilmiyorum ama Japon kadınlarına dansöz kıyafetinin yakışıp yakışmadığını merak ediyorsanız http://www.belly.co.jp/event.html adresindeki fotoğraflara bir göz atın derim. Lokantanın web adresi; http://www.arkadas-kamakura.com/arkadas-lokantasi-kamakura

Kategoriler
Japonya gezi notları

Tokyo: Japon Bahçeleri, Harajuku

Doğu İmparatorluk Bahçeleri ve bahçedeki sürpriz

29 Kasım 2009’da Tokyo’nun 125 km kuzeyinde, tarihi yapılarıyla ünlü Nikko kentine gitmeyi planlamıştım, ancak Pazar günleri bölgenin aşırı kalabalık olduğunu öğrendim. Hava durumunda o günün yağmurlu olacağı bilgisini de alınca Tokyo’da kalıp alternatif bir gezi yapmaya karar verdim. Kısa bir incelemeden sonra kendime hedef olarak Doğu İmparatorluk Bahçeleri’ni (Kokyo Higashi Gyoen) seçtim ve yola koyuldum. Bu bahçe aslında 17. yüzyılda Edo kalesi olarak yapılmış ve Shogun Tokugawa burada oturuyormuş. Japon tarihinin en yüksek kale kulesi 1638 yılında kalenin bir parçası olarak tamamlanmış ve 1657’de büyük bir yangında yanmış. Yerine tekrar yapılmamış ama temelleri hala duruyor. Çevresi Japon bahçesi olarak düzenlenen kale kalıntıları doğrudan İmparatorluğa bağlı ve park olarak kullanılıyor. Buradaki Japon Bahçesinin ismi Ninomaru. Japon bahçeleri genelde belediyelere bağlı ama böyle tarihi önemi olan Kyoto ve Tokyo’daki birkaç bahçe İmparatorluğa bağlı.

Doğu İmparatorluk Bahçeleri'nden çevrenin görünümü.
Doğu İmparatorluk Bahçeleri’nden çevrenin görünümü.
Edo Kalesi'nin kulesinden geriye kalanlar.
Edo Kalesi’nin kulesinden geriye kalanlar.

Bahçenin kapısından girerken bir tuhaflık hissetim. Etraf kalabalıktı ve çok sayıda polis vardı. Biraz ilerledikten sonra, insanların parkın ortasından geçen bir yolun iki tarafına dizildiklerini ve bir şey beklediklerini gördüm. Kalabalığın arasında biraz daha ilerledim, derken sürpriz! İmparator ve İmparatoriçe’yi gördüm. Modern ve sade, oldukça şık giyinmiş bu yaşlı çift çevreye el sallayarak sempatik gülücükler dağıtıyorlardı. Her ikisi de güler yüzlü, mütevazı ve zarifti. Çevredeki Japonların davranışlarından bu insanları gerçekten sevdikleri açıkça belli oluyordu. Şakası yok, Şinto inancına göre İmparator Tanrı’nın torunudur ve Japonya’da çok saygı görür. Bizdeki kerameti kendinden menkul yöneticilerin kasılmaları ve insanları aşağılamaları aklıma geldi ve acı acı gülümsedim. Polislerin halka davranışı son derece dikkatli, sevecen ve ilgiliydi. Yere çömelip kollarını çember yapmış bir polis gördüm, kollarının arasında kesilmiş bir ağaç kökü vardı ve insanlar kalabalıkta görmeyip dizlerini bacaklarını kütüğe çarpar diye öylece bekliyordu. Diğer bir polis halkın önündeydi ve görüş açılarını kapatmamak için yere çömelmişti.

Halkın görüş açısını kapatmamak için çömelerek görev yapan polis.
Halkın görüş açısını kapatmamak için çömelerek görev yapan polis.

Birazdan iki tane atlı araba belirdi. Arabalar, atları ve sürücüleri son derce süslüydü ve tarih kokuyordu. Bu arabalar 1928 yılında yapılmış. Bundan 20 yıl önce İmparator’un taç giyme töreninden sonra törenin bir parçası olarak İmparator ve İmparatoriçe bu arabalardan birer tanesine binerek Ise Tapınağı’na gitmişler. Olayın yıldönümünü kutlamak üzere arabalar orada resmi geçit yapıyormuş. Bu şanslı kardeşiniz de İmparatorun tahta çıkışının 20. yılını kutlama törenlerine bilmeden katılmış oldu.

İmparatorluk arabası geçit töreninde.
İmparatorluk arabası geçit töreninde.
Arabanın sürücüsü.
Arabanın sürücüsü.
İmparator halkı selamlarken.
İmparator halkı selamlarken.
İmparatoriçe halka eğilerek selam veriyor.
İmparatoriçe halka eğilerek selam veriyor.
İmparator ve İmparatoriçeyi görmeye ve fotoğraflarını çekmeye çalışan halk.
İmparator ve İmparatoriçeyi görmeye ve fotoğraflarını çekmeye çalışan halk.

Tören bitince kalabalık dağıldı. Ben de parkı gezmeye koyuldum. Şanslı günümmüş, Kasım ayında açmış bir kiraz ağacı gördüm. Sonra bir banka oturdum ve fotoğraf makinemin küçük monitöründen İmparatorun fotoğraflarına baktım. Tam o sırada birisi İngilizce olarak “İmparatorun fotoğrafını çekebildin mi?” dedi. Kafamı kaldırdığımda 35-40 yaşlarında beyaz bir adam gördüm. Adam yanıma geldi ve kendini tanıttı. Amerikalıymış, Tokyo’yu hep merak edermiş onun için gelmiş. Nereli olduğumu sordu, Türk olduğumu söyleyince şaşırdı. Ben çok gezerim ama pek Türk gezgin görmem dedi. Bir önceki yıl Türkiye’deymiş. İstanbul’u, Bodrum ve Marmaris’i gezmiş. Biraz Türkiye’den konuştuk. Kendisine Antalya ve Doğu Karadeniz’i de ziyaret etmesini önerdim. İlginçtir, Tokyo’yu iş çıkış saatlerindeki kalabalık ve koşuşturma halleri ile İstanbul’a benzettiğini söyledi.

Kiraz ağaçlarının bazıları mevsiminden önce çiçek açıyor. Sakura denilen bu çiçeklerin Japon halkı için özel bir önemi var ve mutlaka ilgi gösteriyorlar.
Kiraz ağaçlarının bazıları mevsiminden önce çiçek açıyor. Sakura denilen bu çiçeklerin Japon halkı için özel bir önemi var ve mutlaka ilgi gösteriyorlar.
Sakuranın yakından görünüşü.
Sakuranın yakından görünüşü.

ninomaru-bahcesi

Ninomaru Japon bahçesinden görünümler.
Ninomaru Japon bahçesinden görünümler.

Harajuku

Cosplay merkezi olarak bilinen bu semt lise ve üniversite çağındaki gençlerin en sevdiği yer olarak biliniyor. Hafta sonları cosplay denen tarzda giyinmiş gençlerin toplandığı bir yer. Sıradışı giyim mağazaları ile dikkati çekiyor. Bu mağazalar Takeshita Caddesi ve civarında toplanmış durumda. Japonya’nın moda trendlerinin bu caddeden doğduğu söylenir. Bu caddede Daiso isimli bir 100 yen dükkanı da var.

Takeshita Caddesi'nden bir vitrin.
Takeshita Caddesi’nden bir vitrin.
Vitrin düzenlemesi yapan bir genç kız.
Vitrin düzenlemesi yapan bir genç kız.

Harajuku’daki diğer bir meşhur cadde, Omotesando. Yaklaşık bir kilometre uzunluğundaki bu caddede çeşitli mağazalar, alışveriş merkezleri, kafeler ve lokantalar var. Oriental Bazaar isimli dört katlı mağazada Japonya’ya özgü hediyelik eşyalar var. Kiddy Land isimli altı katlı mağazada ise sadece oyuncak satılıyor.

Harajuku'daki Kebab Box J isimli dönerci. Kovboy şapkalı bu abiler Türk ve kolayca muhabbete giriyorlar.
Harajuku’daki Kebab Box J isimli dönerci. Kovboy şapkalı bu abiler Türk ve kolayca muhabbete giriyorlar.

Rikugien Bahçesi

Bu bahçe 1702 yılında, şiirlerde anlatılan 88 manzarayı temsil etmek üzere yapılmış. Merkezinde iri bir yapay göl bulunan hayli büyük bir bahçe. Bahçede çeşitli türlerde yabani kuşlar yaşıyor. Bahçeyi tam olarak gezmek bir saat sürüyor. Bir de fotoğraf çekecekseniz bu süre daha da uzuyor.

rikugien-bahcesirikugien-bahcesi-2

Rikugien Bahçesi'nden görünümler.
Rikugien Bahçesi’nden görünümler.

Koishikawa Korakuen Bahçesi

Çin ve Japonya’daki meşhur manzaraların minyatür hallerini içeren 1629 yılında yapılmış bir bahçe. Bahçenin en güzel zamanının Kasım’ın ikinci yarısı olduğu söyleniyor. Gezmek bir saat sürüyor.

koishikawa-korakuen-bahcesi

Koishikawa Korakuen Bahçesi'nden görünümler.
Koishikawa Korakuen Bahçesi’nden görünümler.
Kategoriler
Japonya gezi notları

Tokyo: Balık Pazarı, Hama Rikyu, Asakusa

Tsukiji Balık Pazarı

Sanıyorum dünyanın en büyük balık pazarı. Bu kadar deniz ürünü seven bir milletin 17 milyon tanesini, bir de benim gibi turistleri beslemek üzere kurulmuş. Bu pazarda envayi çeşit balık, kabuklu, yumuşakça, denizden babam çıksa var ve günde 2000 ton deniz ürünü satılıyor. Pazarın assolisti ise ton balığı. Ton balığı, 800 kiloya kadar ulaşabilen dev bir balık ve esas özelliği ise suşinin en iyisinin ton balığının karın bölgesinden yapılması. Ton balığı stokları, artık sonuna doğru yaklaşıyor ve tüketimin bu şekilde sürmesi mümkün görünmüyor. Çeşitli çevre örgütleri ton balığının soyunun tükenmemesi için avın kısıtlanmasını istiyor.

tsukiji-yengec

Tsukiji Balık Pazarı'ndan görünümler.
Tsukiji Balık Pazarı’ndan görünümler.

İnsanoğlu, pek çok balığı çiftlikte rahatlıkla üretmesine rağmen en önemli balığı çiftlikte üretmekte çok zorlanıyor. Ton balığını, bildiğim kadarı ile sadece Japonlar ve Avustralyalılar üretebiliyor. Dünyanın diğer bölgelerinde, örneğin Türkiye’de yavrular vahşi doğadan yakalanıp çiftlikte büyütülüyor. Bu iş için tasarlanmış özel balıkçı gemileri Akdeniz’e çıkarak yavru ton balıklarını kocaman ağların içine hapsediyor ve çekip getirerek büyüyecekleri çiftliklere getiriyor. Yavru dediysem sizi yanıltmasın, bunlar birkaç kilo çeken iri balıklar ama çiftlikte 600 kilo civarına gelene kadar besleniyorlar. Hasat zamanı geldiğinde soğutuculu bir gemi geliyor ve balıklar tüfekle vurularak bu gemilere alınıyorlar ve dondurularak gidecekleri yere, çoğu zaman Japonya’ya götürülüyorlar. Ton balığı etinin kilosunun Türkiye’den çıkışının 60 dolar civarında olduğu söyleniyor. Tsujiki marketteki açık artırmada ton balığının türü, nerede yakalandığı, mevsim gibi faktörler balığın fiyatını etkiliyor. 2010 yılı başında 232 kiloluk bir ton balığı 175000 dolara satılarak bir rekor kırıldı. Bu balığın kilosu yaklaşık 1100 liraya geliyor.

Sabah saat 5 civarı ton balığı açık artırması yapılıyor ve bu turistler için hayli ilginç bir olay. Eskiden belli kurallara uymak şartıyla bu olayı izlemek mümkündü ama çok sayıda turistin ortalığı karmakarışık etmesi sebebi ile artık günde 140 kişinin açık artırmayı seyretmesine izin veriliyor. Bunun için saat 4.30’da pazarın enformasyon merkezine başvurmak gerekiyor. Pazarın iç taraflarındaki toptancılar bölgesine saat 9’a kadar sözünü ettiğim 140 kişiden başka kimse giremiyor. Toptancı bölgesinin dışındaki bölgeleri gezmek her zaman serbest, buralarda perakendeci dükkanlar ve iyi lokantalar da var.

Balık pazarının ambalaj atıkları.
Balık pazarının ambalaj atıkları.

Hama Rikyu Parkı ve tekne gezintisi

Bir zamanlar bir güçlü bir asilzadenin evinin bahçesi olarak yapılan bu park, Tokyo’nun en ilgi çeken parklarından birisi. Hemen çevresinde Shiodome semti var. Bu semt, son derece modern ve yüksek gökdelenlerle dolu. Geleneksel Japon bahçesi olarak tasarlanmış parkın arka planındaki dev gökdelenlerle birlikte görüntüsü ilginç bir tezat oluşturuyor. Parkın içinde bir yapay göl, çayevi, koruluk gibi bir Japon bahçesine özgü unsurlar yanı sıra eskiden ördek avı için kullanılan tuzaklar ve siperler mevcut. Bir kenarı Tokyo körfezine bakan parkta Tokyo’nun tek deniz suyu içeren yapay gölü bulunuyor ve gölün içinde deniz balıkları bulunuyor. Parkın kenarındaki bir iskeleden kalkan teknelerle gezinti yapılabiliyor. Buradan Asakusa’ya tekneyle gitmeyi öneririm. Tabii Asakusa’dan da Hama Rikyu Parkı’na tekne ile ulaşım var.

Parkta karnını doyuran bir aile.
Parkta karnını doyuran bir aile.
Çay evinde çay içenler.
Çay evinde çay içenler.
Hama Rikyu Parkı ve arkada gökdelenler.
Hama Rikyu Parkı ve arkada gökdelenler.

Tekne Sumida Nehri’nden gidiyor ve çevrede Tokyo manzaraları eşliğinde, köprülerin altından geçerek bir yolculuk yapıyorsunuz. Nehirde ilginç tekneler olduğu gibi teknede de ilginç insanlar oluyor. Yolculuğun sonuna doğru bir bira bardağına benzeyen Asahi Biraları’nın merkez binası da yakından görülebiliyor.

Tekneden bir görünüm.
Tekneden bir görünüm.

tokyo-mimari

Asahi biralarının merkez binası
Asahi biralarının merkez binası
Nehirde gezinen modern bir tekne.
Nehirde gezinen modern bir tekne.

Asakusa

Asakusa, Tokyo’nun en eski mahallelerinden biri ve ikinci dünya savaşından önce pek çok eğlence yeri ve kabuki tiyatrolarının olduğu bölgeymiş. Bombardımanda bunların çoğu tahrip olmuş ve şehir yeniden yapılanırken Asakusa’nın önemi azalmış. Günümüzde meşhur bir Budist tapınağı olan Sensoji tapınağı ve tapınağa giderken kullanılan Nakamise Caddesi’nden dolayı çok ziyaret edilen bir yer.

Nakamise Caddesi
Nakamise Caddesi
Nakamise Caddesinde yiyecek satıcısı.
Nakamise Caddesinde yiyecek satıcısı.
Nakamise Caddesi'nde hediyelik eşya satan bir dükkan.
Nakamise Caddesi’nde hediyelik eşya satan bir dükkan.

Nakamise Caddesi’nin hemen başında Kaminarimon (Kaminari Kapısı) var. Bu kapı 1000 yaşından daha yaşlı ve Asakusa’nın simgesi. Cadde, yaklaşık 200 metre uzunluğunda. Her iki tarafında yiyecek satıcıları ve hediyelik eşya dükkanları var. Bu cadde yüzyıllardır aynı tip dükkanları barındırmış.

Nakamise caddesi bittiğinde Sensoji tapınağından önce Hozomon (Hozo Kapısı) ile karşılaşıyorsunuz. Kapının üzerinde dev Japon fenerleri ve Buda’nın sandaletlerini temsil eden dev sandaletler asılı.

Hozo Kapısı.
Hozo Kapısı.
Tapınağın bahçesinden bir görünüm.
Tapınağın bahçesinden bir görünüm.

Sensoji Tapınağı yedinci yüzyılda yapılmış ve Tokyo’nun en eski tapınağı. İkinci dünya savaşında ağır hasar görüp aslına sadık olarak tekrar yapılmış. Tapınağın hemen yanında Beş Katlı Pagoda var.

Ünlü kabuki oyuncusu Danjuro Ichikawa'nın heykeli.
Ünlü kabuki oyuncusu Danjuro Ichikawa’nın heykeli.
Turistik ninjalar.
Turistik ninjalar.
Tapınağın beş katlı pagodası.
Tapınağın beş katlı pagodası.

nakamise-caddesi-dukkan

Nakamise Caddesi'nden gece görüntüleri.
Nakamise Caddesi’nden gece görüntüleri.
Kategoriler
Japonya gezi notları

Tokyo: Alışveriş, Gece Hayatı

Tokyo’da Alışveriş

Tokyo bir alışveriş cenneti. Dev bir ekonominin en zengin 17 milyon insanının yaşadığı bir şehir için aksi düşünülemez herhalde. Bu kentte istediğiniz her şey var, ama özellikle elektronik, oyuncak ve giyim açısından çok zengin. Geleneksel dükkanların yer aldığı çarşılar, yol kenarlarındaki mağazalar yanı sıra dev mağazalar hayli çok sayıda. Altı katlı bir oyuncak mağazası, dört katlı bir hediyelik eşya mağazası veya sekiz katlı bir kadın giyimi mağazasına rastlamak her an mümkün. Tokyo’nun ilginç bir mağaza türü de 100 yen mağazaları. Bu mağazalarda ne alırsan al 105 yen. Adına bakıp da benim gibi kasada 100 yen ödemeye kalkmayın, mağazalar 100 yen mağazası ama içindekiler 105 yen. Bu mağazalardan bazıları 40-50 metrekare büyüklüğünde, ama birkaç katlı olan ve içinde süpermarket gibi departmanları olan 100 yen mağazaları da mevcut. Bunlardan Daiso benim en çok beğendiğim 100 yen mağazası oldu. İçinde mutfak eşyasından yiyeceğe, oyuncaktan takıya kadar bol çeşit var.

Bir 100 Yen mağazası.
Bir 100 Yen mağazası.

Giyim açısından da çok zengin olan şehirde geleneksel giysiler satan yerler yanı sıra Uzakdoğu stilinde daha modern giysiler satan mağazalar da var. Orta yaş ve üstüne hitap eden mağazalarda modern ve sade, beyaz, siyah, gri ve pastel renklerde giysiler mevcut ama gençlere hitap eden mağazalarda daha çılgın giysiler de rahatlıkla bulunuyor. Çılgın giysi satan dükkanlar daha çok  Harajuku semtinde bulunuyor. Bu semt, cosplay giysileri açısından da herhalde dünyanın merkezi.

Vitrinde mankenler.
Vitrinde mankenler.

Masaj

Tüm Uzakdoğu’da olduğu gibi Japonya’da da masaj geleneklerin bir parçası. Japonya’ya özgü shiatsu masajı yaptırmak için kesenin ağzını açmak gerekiyor. Daha ekonomik bir çözüm ise Tayland masajı yaptırmak. Japonya’da kaçak veya yasal olarak çalışan çok sayıda Taylandlı var ve neredeyse her köşe başında bir Tayland masajı salonu mevcut. Bu salonlardan bazı semtlerde ve ara sokakta olanları masajın yanı sıra bazı dünyevi zevkleri de portföylerine katmışlar. Masaj amaçlı masaj salonları ise Türkiye standartlarına göre pahalı, ancak yüksek kalitede bir hizmet veriyorlar.

Roppongi, gece hayatı, seks

Tokyo’nun Roppongi semti gece hayatı ile ünlü. Japonya’ya gelen yabancıların gece hayatını yaşamak için seçtikleri bir numaralı bölge. Bu semtte çok sayıda Japon da bulunuyor ama Japonların gittiği başka semtlerde eğlence mekanları da mevcut. Roppongi’de barlar, canlı müzik, club denilen içkili mekanlar, konsomatris benzeri kızlarla içki içilip eğlenilecek yerler, cinsel fantezilerin gerçekleştirildiği mekanlar, masaj salonları mevcut. Roppongi’nin sokaklarındaki siyahlar meşhur. Bunlar, iri yarı İngilizce konuşan Afrikalı veya Amerikalılar ve işleri sokaktan geçen turistleri barlara sokup komisyon almak. Bunlar son derece rahatsız edici, ısrarcı ve laftan anlamayan tipler. Eğer kanıp da götürdükleri yerlere giderseniz size eşlik eden güzel bir kızla birkaç içki içip yüklü bir hesap ödemeniz çok muhtemel. Bu siyahlardan bir tanesine elimdeki fotoğraf makinesini gösterip İngilizce olarak ben gazeteciyim buraya fotoğraf çekmeye geldim dedim ve hemen kayboldu. Diğer bir tanesi daha ısrarcı çıktı,  ne dediysem adamdan kurtulamadım. Sonunda Japonca konuştum ve o da anında kayboldu.

Tokyo’da ve özellikle Roppongi’de burada detaylarını yazmak istemediğim cinsel fanteziler olan mekanlar olduğu söylenir. Bu bölgede cüzdanınız şişkinse aklı almaz, hatta bazılarına iğrenç gelebilecek eğlenceler yaşamak mümkün. Bu eğlencelerin on bin dolar gibi maliyetlere ulaşması da görülmedik bir durum değil.

Roppongi yabancıların gittiği yer ama bunun dışında Tokyo’nun çeşitli yerlerinde çeşitli mekanlar mevcut. Bunlardan en bilineni Shinjuku semti ve bu semtteki Kabukicho denilen bir bölge. Roppongi  Shinjuku’ya göre daha turistik bir bölge, ben daha Japon karakterli olan Shinjuku bölgesini görmenizi öneririm. Roppongi ve Shinjuku dışındaki yerleri bulmak bir yabancı için zor. Bu mekanlardan bazılarının web sayfası da var, ama bu web sayfalarının çoğu Japonca. Japonya’da fuhuş kanuni olarak yasak. Aslında fuhuş ile kastedilen normal cinsel ilişki ama diğer eylemler hukuken yasak değil. Örneğin oral seks hizmeti verildiği açıkça belirtilen pink salon isimli işletmeler var. Kimi zaman verilen cinsel hizmetler yazılı olarak üstü kapalı şekilde ifade ediliyor. Örneğin, bir eskort servisi hizmetlerini şu şekilde anlatıyor; “Kızlarımızdan birisini seçtikten sonra iki saatlik eskort ücretini ödeyip aşk oteline gidersiniz. Otel ücreti size aittir. Kızımız sizi duşa sokup kendi elleri ile yıkar. Bundan sonra olacaklar iki yetişkin insanın arasında olabilecek şeylerdir ve firmamız olup bitecek olaylarla detaylı bir bilgi sahibi değildir. Kızlarımızın son derece kibar ve temiz olduğunu ve bir erkeği nasıl rahatlatacaklarını bildiklerini hatırlatmak isteriz.” Böyle bir servisin ücreti 400 dolar civarında ve bu sektörde çalışan kızların küçük bir kısmının üniversite öğrencileri ve evli kadınlar olduğu söylenir.

Kabukicho'dan gece görünümü.
Kabukicho’dan gece görünümü.
Shinjuku'dan bir görünüm.
Shinjuku’dan bir görünüm.

Roppongi dışındaki yerlerin çoğuna beyazları almıyorlar. Bunların kapısında Japon standartlarına göre ızbandut gibi adamlar bekliyor ve bildikleri tek İngilizce ifade “Only for Japanese” (Yalnız Japonlar içindir). Bunun sebebi bir rivayete göre Japonların atmosferi bozacak yabancıları orada istememesi, ama diğer bir rivayete göre Japon erkeklerinde küçük penis kompleksi olduğu için yabancılarla kıyaslanmak istemezlermiş.

Shinjuku

Eskiden fuhuş yapılan yerlere Türk hamamı (Toruko-buro) denirmiş. Geçmişte bir tarihte Türk Büyükelçiliği Japon resmi makamları nezdinde girişimde bulunarak bu ismin değiştirilmesini istemiş. Artık bu tür yerlere soapland (sōpurando) deniyor. Kadınlara hizmet veren sōpurandolar da varmış. Bunun dışında yetişkin eğlencelerine yönelik olarak “esute”, “pink salon”, “image club” isimli işletme türleri var. Fuhuş sektöründe çalışan kadınların önemli bir kısmı Japon olmayan Asyalı kadınlar, en başta Çinli ve Taylandlılar. Bunun dışında Tayvanlı, Koreli ve Ruslar da mevcut.

Bazı masaj salonları da erotik servisler veriyor. Özellikle Tayland masaj salonlarının ara sokakta, gözden uzakta olanları bu tip olabiliyor. Bu salonlardan bazılarının kapısının önünde masör kızlar bekleşiyor ve gelip geçen erkeklerden gözlerine kestirdiklerine yaklaşarak masaj yapmayı teklif ediyorlar. Bu salonlarda yaygın bir uygulama “happy end”, yani masaj sonunda elle yaptıkları özel bir masaj tipi. Diğer bir hizmetleri de prostat masajı olup özel bir fiyat tarifesine bağlı.