Tsukiji Balık Pazarı
Sanıyorum dünyanın en büyük balık pazarı. Bu kadar deniz ürünü seven bir milletin 17 milyon tanesini, bir de benim gibi turistleri beslemek üzere kurulmuş. Bu pazarda envayi çeşit balık, kabuklu, yumuşakça, denizden babam çıksa var ve günde 2000 ton deniz ürünü satılıyor. Pazarın assolisti ise ton balığı. Ton balığı, 800 kiloya kadar ulaşabilen dev bir balık ve esas özelliği ise suşinin en iyisinin ton balığının karın bölgesinden yapılması. Ton balığı stokları, artık sonuna doğru yaklaşıyor ve tüketimin bu şekilde sürmesi mümkün görünmüyor. Çeşitli çevre örgütleri ton balığının soyunun tükenmemesi için avın kısıtlanmasını istiyor.
İnsanoğlu, pek çok balığı çiftlikte rahatlıkla üretmesine rağmen en önemli balığı çiftlikte üretmekte çok zorlanıyor. Ton balığını, bildiğim kadarı ile sadece Japonlar ve Avustralyalılar üretebiliyor. Dünyanın diğer bölgelerinde, örneğin Türkiye’de yavrular vahşi doğadan yakalanıp çiftlikte büyütülüyor. Bu iş için tasarlanmış özel balıkçı gemileri Akdeniz’e çıkarak yavru ton balıklarını kocaman ağların içine hapsediyor ve çekip getirerek büyüyecekleri çiftliklere getiriyor. Yavru dediysem sizi yanıltmasın, bunlar birkaç kilo çeken iri balıklar ama çiftlikte 600 kilo civarına gelene kadar besleniyorlar. Hasat zamanı geldiğinde soğutuculu bir gemi geliyor ve balıklar tüfekle vurularak bu gemilere alınıyorlar ve dondurularak gidecekleri yere, çoğu zaman Japonya’ya götürülüyorlar. Ton balığı etinin kilosunun Türkiye’den çıkışının 60 dolar civarında olduğu söyleniyor. Tsujiki marketteki açık artırmada ton balığının türü, nerede yakalandığı, mevsim gibi faktörler balığın fiyatını etkiliyor. 2010 yılı başında 232 kiloluk bir ton balığı 175000 dolara satılarak bir rekor kırıldı. Bu balığın kilosu yaklaşık 1100 liraya geliyor.
Sabah saat 5 civarı ton balığı açık artırması yapılıyor ve bu turistler için hayli ilginç bir olay. Eskiden belli kurallara uymak şartıyla bu olayı izlemek mümkündü ama çok sayıda turistin ortalığı karmakarışık etmesi sebebi ile artık günde 140 kişinin açık artırmayı seyretmesine izin veriliyor. Bunun için saat 4.30’da pazarın enformasyon merkezine başvurmak gerekiyor. Pazarın iç taraflarındaki toptancılar bölgesine saat 9’a kadar sözünü ettiğim 140 kişiden başka kimse giremiyor. Toptancı bölgesinin dışındaki bölgeleri gezmek her zaman serbest, buralarda perakendeci dükkanlar ve iyi lokantalar da var.
Hama Rikyu Parkı ve tekne gezintisi
Bir zamanlar bir güçlü bir asilzadenin evinin bahçesi olarak yapılan bu park, Tokyo’nun en ilgi çeken parklarından birisi. Hemen çevresinde Shiodome semti var. Bu semt, son derece modern ve yüksek gökdelenlerle dolu. Geleneksel Japon bahçesi olarak tasarlanmış parkın arka planındaki dev gökdelenlerle birlikte görüntüsü ilginç bir tezat oluşturuyor. Parkın içinde bir yapay göl, çayevi, koruluk gibi bir Japon bahçesine özgü unsurlar yanı sıra eskiden ördek avı için kullanılan tuzaklar ve siperler mevcut. Bir kenarı Tokyo körfezine bakan parkta Tokyo’nun tek deniz suyu içeren yapay gölü bulunuyor ve gölün içinde deniz balıkları bulunuyor. Parkın kenarındaki bir iskeleden kalkan teknelerle gezinti yapılabiliyor. Buradan Asakusa’ya tekneyle gitmeyi öneririm. Tabii Asakusa’dan da Hama Rikyu Parkı’na tekne ile ulaşım var.
Tekne Sumida Nehri’nden gidiyor ve çevrede Tokyo manzaraları eşliğinde, köprülerin altından geçerek bir yolculuk yapıyorsunuz. Nehirde ilginç tekneler olduğu gibi teknede de ilginç insanlar oluyor. Yolculuğun sonuna doğru bir bira bardağına benzeyen Asahi Biraları’nın merkez binası da yakından görülebiliyor.
Asakusa
Asakusa, Tokyo’nun en eski mahallelerinden biri ve ikinci dünya savaşından önce pek çok eğlence yeri ve kabuki tiyatrolarının olduğu bölgeymiş. Bombardımanda bunların çoğu tahrip olmuş ve şehir yeniden yapılanırken Asakusa’nın önemi azalmış. Günümüzde meşhur bir Budist tapınağı olan Sensoji tapınağı ve tapınağa giderken kullanılan Nakamise Caddesi’nden dolayı çok ziyaret edilen bir yer.
Nakamise Caddesi’nin hemen başında Kaminarimon (Kaminari Kapısı) var. Bu kapı 1000 yaşından daha yaşlı ve Asakusa’nın simgesi. Cadde, yaklaşık 200 metre uzunluğunda. Her iki tarafında yiyecek satıcıları ve hediyelik eşya dükkanları var. Bu cadde yüzyıllardır aynı tip dükkanları barındırmış.
Nakamise caddesi bittiğinde Sensoji tapınağından önce Hozomon (Hozo Kapısı) ile karşılaşıyorsunuz. Kapının üzerinde dev Japon fenerleri ve Buda’nın sandaletlerini temsil eden dev sandaletler asılı.
Sensoji Tapınağı yedinci yüzyılda yapılmış ve Tokyo’nun en eski tapınağı. İkinci dünya savaşında ağır hasar görüp aslına sadık olarak tekrar yapılmış. Tapınağın hemen yanında Beş Katlı Pagoda var.